10 Temmuz 2018 Salı

22 - Yalnızca Sözlü Olamaz

Bir Dilin Öğrenimi
Yalnızca Sözlü Olamaz
       Bir dilin öğrenilmesi yalnızca eve, aileye ve sözlü öğrenmeye bırakılacak olsa idi, tüm dünyada hiç bir okulda kendi ana dillerinin öğretilmesi olamazdı.
       Yani Türkiye'de okullarda Türkçe dil dersi olamazdı. Ya da Almanya'da okullarda Almanca dersi olmaz idi.
       Böyle bir düşüncenin ne mantıksal, ne de bilimsel bir değeri vardır.
       Her dil ancak okullarda kendi uzmanlarınca, çağdaş araç ve gereçlerle ve yöntemlerle öğretilmelidir. 
       Bu da her halk ve her insan için bir hakdır.
       Devlet de bu konudaki görevini yerine getirip, dersin gerçekleşebilmesini sağlamalıdır.
       Anne ve babalara düşen görev ise anadili konusunda daha sağlıklı düşünebilmeleri ve gerekli uğraşıları göstermeğe hazır olmalarıdır.
       Almanya'da son derece "yanlış" ve de "zararlı bir genel kanı" var ki bunun sonuçlarını düzeltebilmek ise çok zordur.
       Bu kişiler şöyle düşünmektedirler :

w        Çocuğun evde ve çevresinde öğrendiği Türkçe ona yeterlidir.
w        Her şeyi anlıyor, gayet güzel ve doğru konuşuyor. Ayrıca okulda da Türkçe öğrenmesine gerek yok.
w        Çocuk Almanya'da yaşıyor, bu nedenle de geçerli olan dil de Almanca'dır; okulda Almanca öğrenmesi gerekir ve yeterlidir.
w        Çocuk ancak bir dili öğrenir, okuması için de Almanca öğrenmesi gerekir, eğer araya bir de Türkçe girerse, çocuğun kafası iyice karışır, başarılı olamaz.
w        Türkçe zaten neye yarar ki; çocuğun geleceği için yalnızca Almanca yeter.
w        Türkçe'nin geleceği yok, çocuk boşu boşuna onunla uğraşıp zaman yitirmesin.
w        Çocuğun dersleri çok ağır, zamanı yok, bir de Türkçe'ye giderse iyice perişan olacak.
w        Çocuğun diğer arkadaşları evine giderken, oynarken bizimki Türkçe'ye katılırsa bu ona haksızlık etmek olacak.
w        Ben çocuğun Alman öğretmeni ile konuştum, bana "çocuğunuz Türkçe'ye giderse buradaki derslerinde geriler, pek bir yararı olmaz" dedi.
w        Türkçe'ye gitmesini isterdim ama o öğretmende iş yok, hiçbir şey öğretmiyor.
w        Türkçe'ye gidip de ne yapacak, orada sadece lak lak yapıyorlar.
w        O öğretmen sağcı, ben ona çocuğumu göndermem.
w        "Ben çocuğumu o öğretmene göndermem, o adam solcunun teki, çocuğu zehirler. "
      
       İşte bu ve buna benzer düşüncelerle Türkçe dilli anne ve babalar çocuklarını Türkçe dersine göndermemektedirler.     
       Eğer bölgelerinde Türkçe dersi okullarda yoksa açılsın diye de hiç bir girişimde bulunmamaktadırlar.
       Ortada kendi düşüncelerine göre bir sorun varsa onu ortadan kaldıracak çözümleri aramaktan ve bir uğraşı vermektense, hemen pes etmek daha kolay gelmektedir. 
       Bunun sonucu olarak da çocuklar kendi öz dillerini öğrenemiyorlar.
       Yanlış kanıların düzeltilmesi gerek.
       Ailelerin sorularını yanıtlayabilecek, bu konuları iyi bilen Türk aydınları ve bilimcileri halka inebilmenin yollarını araştırıp, bulabilmelidirler.
       Bu arada basın yayın da kendine düşen görevi yerine getirmelidir.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 25 Şubat 2000 Cuma, Aschaffenburg,

22. )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder