Almanya'da
"Türkçe" Kitaplar
Almanya'da var olan Türkçe kitapların
hemen hemen tümüne yakını Türkiye'den gelmiştir, gelmektedir. Burada yazılmış
ve burada yayınlanmış kitap sayısı çok azdır.
Son yıllarda Türklerin çok olduğu
yörelerde Türkçe ders kitapları yayıncılığı belli bir görevi yerine
getirmiştir.
Bu yayınlar ilk dönemde Türkiye'deki ders kitaplarının taklidi ile
başlamışsa da zamanla Almanya kitapcılığı ile ortak çalışmalara başlamıştır.
Bu
kitapcılığın düzeyi ise çok şeyin daha iyi olmasını istetmektedir.
Türkçe roman ve öykü, şiir yayıncılığı ise Almanya'da çok zor gözükmektedir.
Türkçe roman ve öykü, şiir yayıncılığı ise Almanya'da çok zor gözükmektedir.
Zamanında yapılan olumlu girişimler ise bu güne değin
gelememiştir.
Parasal sorunları aşabilmeleri çok zordur.
Almanya'nın Türkçe dilli halkı “okuyan
yazan” bir halk olamadıkca bu alanda iş yapabilmek olası değildir.
Bu nedenle
de yine Almanya'da Türkçe dilli “yazın”ın gelişmesi hem yazar, hem de okuyacak
kişi sayısı açısından çok zor gözükmektedir.
Tüm bunların sonucu olarak da Türkçe okur ve yazar sayısının azlığı dilin gelişmesine de olumsuz etki yapmaktadır.
Tüm bunların sonucu olarak da Türkçe okur ve yazar sayısının azlığı dilin gelişmesine de olumsuz etki yapmaktadır.
Her yaşa uygun, Almanya
toplumunun özelliklerini yansıtabilen yayınların olmaması da yine okunacak bir
şeyler bulamamaları açısından da dilin gelişmesini olumsuz etkilemektedir.
Özellikle çocuklar en küçük yaşlardan
başlayarak kendi düzeylerinde Türkçe kitaplara sahip olabilmelidirler.
Çocuğun
yaşı ilerledikçe yine kendilerine uygun yapıtları bulabilmelidirler.
Ama şu an
bu durma hiç de iyi bir tablo göstermemektedir.
Türkçe kitapların satıldığı kitapçılar çok az sayıda ve yalnızca büyük kentlerdedir.
Türkçe kitapların satıldığı kitapçılar çok az sayıda ve yalnızca büyük kentlerdedir.
Tüketicinin ulaşabilmesi ve günlük yaşamına kitabı
yerleştirebilmesi güçtür.
Ancak posta yolu ile ısmarlama olasıdır.
Bu da doğal
olarak birçok yan işi beraberinde getirdiği için uygulanamamaktadır.
İnternetten yapılan kitap satışlarının
Almanya’da da yapılabilir olması çok sevindiricidir.
En büyük yakınma kitap
fiyatlarının Almanya’da çok yüksek olmasıdır.
Takip edilen indirimler kitap
sahibi olmayı artıracaktır.
Sevindirici olan bir nokta ise hemen hemen tüm kent kütüphanelerinde Türkçe dilli kitapların da bulunmasıdır.
Sevindirici olan bir nokta ise hemen hemen tüm kent kütüphanelerinde Türkçe dilli kitapların da bulunmasıdır.
Gerek çocuklar gerekse de yetişkinler
için ayrı ayrı bölümlerde okurunu bekleyen bu kitapların artmasının tek yolu bu
kitapların okunması ve istemde bulunulmasıdır.
Ne kadar çok istek olursa o
kadar çok kitap sağlanacaktır.
Son dönemde özellikle üçüncü kuşakta
kütüphanelerden yararlanma oranı çok artmıştır.
Bu da çok sevindirici bir
olgudur.
Burada eklenmesi gereken bu çocukların ve gençlerin Türkçe kitaplara da yönlendirilmesidir.
Burada eklenmesi gereken bu çocukların ve gençlerin Türkçe kitaplara da yönlendirilmesidir.
Okuma alışkanlığı küçük yaşta kazanılır.
Bu konuda anne ve
babalar daha duyarlı olmalıdır. Çocukların çok erken yaşlarda kendi kitapları,
kitaplıkları olmalıdır.
Kitap almak ve okumak bir alışkanlık bir yaşam kültürü
olmalıdır.
Aile özellikle çocukları ile birlikte
kütüphaneye gidip tüm olanakları göstermelidirler, birlikte okumalıdırlar.
Günlük yaşamlarında kütüphane ziyareti yer alabilmelidir.
Hemen hemen her okulda bir okul kitaplığı vardır ve burada her sınıfın düzeyine göre çocuk kitapları vardır.
Hemen hemen her okulda bir okul kitaplığı vardır ve burada her sınıfın düzeyine göre çocuk kitapları vardır.
Bunlar da Almanca'dır.
Anne ve babalar, "Okul Aile
Birliklerinde" yer alıp, okul kitaplıklarında Türkçe kitapların da
bulunmasını sağlamalıdırlar. Böylelikle de hem o çocukların doğal anadili
hakkına saygı gösterilmiş olunur, hem de çok ekinli bir okul yaşamına katkıda
bulunulur.
Çocuk kendi anadilinde yazılmış yaşına uygun
kitapları okudukça daha sağlıklı bir iç dünyaya kavuşur; kişiliği daha olumlu
gelişir.
Bunların gerçekleşmesi ise yalnızca anne ve babaların duyarlı ve
bilinçli olmasına bağlıdır.
Her bir Türk’ün evinin en güzel köşesinde
artık bir kitaplık olmalıdır.
Ve orada Türkçe kitaplar da güzelce yerini
almalıdır.
Alman devlet okullarında
TÜRKÇE dersleri yasal ve her türlü hak ve sorumluluklara sahip bir ders olarak
yer almalıdır.
Bu bir olanak ve hak olarak, bir zenginlik olarak kavranmalıdır
ve bunun da mücadelesi verilmelidir.
Alman
eğitim bakanlıkları kendi eyaletleri içerisinde bulunan okullarda TÜRKÇE
dersleri için ders programları yapmalıdır.
Bu dersleri verecek Türk öğretmenler
de tabii ki burada da yetiştirilebilir.
TÜRKÇE
derslerinin sayısı ve öğrencilerin katılımı yaygınlaştıkça da buna paralel
olarak TÜRKÇE kitaplar hazırlanacak ve yayınevleri bu alanda çalışmalar
yapacaklardır.
Göç ve göçmenlik, azınlık, yabancılık gibi
olgulardan yola çıkarak başarılı, sağlıklı ve huzurlu yurttaşlar olabilmenin
yolu kitap okumaktan ve de özellikle kendi anadilinde kitaplar okumaktan geçer.
Biz de “kitaplarla yaşamak” düşüncesine ve
kültürüne girebilmeliyiz.
Bu da bize hem bir mutluluk hem de bir zenginlik
verecektir.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
25 Şubat 2000
Cuma,
Aschaffenburg,
(Yeniden düzenleme 20.12.2017)
12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder