Öğretmenlerin Sorunları
Aslında
Alman eğitim ve öğretim düzeni içinde Türk öğretmenleri sahipsiz bırakılmış ve
kendine tam bir yer bulamamış, sorunlarını pek anlatamamış çok küçük bir
topluluk olarak yer almıştır.
Bu insanların tümü de öğrencilere yararlı olmak ana düşüncesini
taşımışlardır.
Ama, ne Türk ne de Alman toplumu bu
küçük topluluğa tam anlamıyla sahip çıkmamıştır.
Genelde yalnızca eleştirilmişlerdir ve
yalnızlığa bırakılmışlardır.
Kendilerinin Alman okul toplumunun tüm canlılığı
ile kaynaştırılması sağlanamamıştır.
Görev
içi eğitim kurslarına katılımları pek gerçekleşmemiştir.
Kendilerini
yenilemelerinin ve huzurlu bir çalışma ortamına kavuşmalarının yolları tam
olarak açılamamıştır.
Çoğu buradaki genel öğretmen sorunlarına,
eğitim politikalarına yabancı kalmışlardır.
Alman
öğretmenlerinin bakışları ise genelde çok soğuktur. Türk öğretmenlerinden
yararlanma ve onlarla iletişim kurma gibi bir yaklaşımları yoktur. Ancak az
sayıda da olsa bireysel küçük dostluklardan söz edilebilir.
Türk öğretmenlerini yargılamaları daha
çok onları "yok sayma" ile eş durumdadır. Bu da okul toplululuğu için
hiçde yararlı olmadığı gibi, aslında onur kırıcı bir durumdur ve Avrupa
merkeziyetci bir düşünce yapısının bir yansımasıdır.
Genel olarak şu an Almanya'da çalışan
Türkçe öğretmenlerinin çalışma koşulları çok da uygun değildir.
En önemli özellik olarak bu
öğretmenlerin bir hafta içinde çok sayıda okula gidip, oralardaki değişik
düzeylerdeki sınıflarda ders vermeleridir.
Bu "kurs" anlamındaki
derslerdeki öğrencilerin bu dersi şu anki koşuları içinde pek de ciddiye
almamaları ayrı bir sorun kaynağı olarak gözlemlenmektedir.
Bir
de Türkçe öğretmenlerinin ders verdikleri okul bölümünde ya da ders saati
sırasında diğer tüm okul yaşamı ile bağlantılarının kesik olması ve yoğun bir
yalıtım içinde bulunmaları sorunların en büyüklerindendir.
Öğretmen bir okuldan, bir diğer okula
koşarken diğer öğretmenlerle ve okul yaşamıyla bağlantı kurma olanağını
bulamamaktadırlar.
Bunu
çözümlenmesinin en akılcı yolu, aslında, okullarda bulunan her Türkçe dilli
öğrencinin bu tür derslere katılmasını sağlamak, bunun koşullarını yaratmak
olmalıdır.
Böylelikle bir okulda yoğun bir katılım
olduğunda oranın Türkçe dili öğretmeni de bunun doğal sonucu olarak o okul
topluluğunda her zaman yer alacaktır, diğer öğretmenlerle ilişkileri
kurulacaktır.
Hem Alman hem de Türk kesimine çok daha
yararlı olacaktır. Çabalarının olumlu sonuçları okul yaşamında kendisini
gösterecektir.
Birçok bölgede yabancı öğretmenlere
danışmanlık yapmak üzere yerel bir Alman öğretmen belirlenmektedir.
Bu kişiler de kendi kişisel eğilimlerine
ve konulara verdikleri öneme göre bazı seminerlerle özellikle Türkiye'den gelen
öğretmenlere yol göstermek istemektedirler.
Yararlılıkları ve Türk öğretmenleri
ile uyumları çok değişiktir.
Bu alanda da yine Almanya'nın koşullarına
uygun biçimde yetişmiş Türk öğretmenlerin deneyim ve rehberliğinden
yararlanılabilir.
Bu iş için de yine bir rehberlik
öğretmenliği çalışmasına gidilmelidir.
Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 14.11.1996,
GOLDBACH
35.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder