15 Temmuz 2018 Pazar

35 - Öğretmenlerin Sorunları

Öğretmenlerin Sorunları
       Aslında Alman eğitim ve öğretim düzeni içinde Türk öğretmenleri sahipsiz bırakılmış ve kendine tam bir yer bulamamış, sorunlarını pek anlatamamış çok küçük bir topluluk olarak yer almıştır. 
         Bu insanların tümü de öğrencilere yararlı olmak ana düşüncesini taşımışlardır.
       Ama, ne Türk ne de Alman toplumu bu küçük topluluğa tam anlamıyla sahip çıkmamıştır.
       Genelde yalnızca eleştirilmişlerdir ve yalnızlığa bırakılmışlardır. 
         Kendilerinin Alman okul toplumunun tüm canlılığı ile kaynaştırılması sağlanamamıştır.
       Görev içi eğitim kurslarına katılımları pek gerçekleşmemiştir. 
        Kendilerini yenilemelerinin ve huzurlu bir çalışma ortamına kavuşmalarının yolları tam olarak açılamamıştır.
      Çoğu buradaki genel öğretmen sorunlarına, eğitim politikalarına yabancı kalmışlardır.
       Alman öğretmenlerinin bakışları ise genelde çok soğuktur. Türk öğretmenlerinden yararlanma ve onlarla iletişim kurma gibi bir yaklaşımları yoktur. Ancak az sayıda da olsa bireysel küçük dostluklardan söz edilebilir.
       Türk öğretmenlerini yargılamaları daha çok onları "yok sayma" ile eş durumdadır. Bu da okul toplululuğu için hiçde yararlı olmadığı gibi, aslında onur kırıcı bir durumdur ve Avrupa merkeziyetci bir düşünce yapısının bir yansımasıdır.
       Genel olarak şu an Almanya'da çalışan Türkçe öğretmenlerinin çalışma koşulları çok da uygun değildir.
       En önemli özellik olarak bu öğretmenlerin bir hafta içinde çok sayıda okula gidip, oralardaki değişik düzeylerdeki sınıflarda ders vermeleridir.
       Bu "kurs" anlamındaki derslerdeki öğrencilerin bu dersi şu anki koşuları içinde pek de ciddiye almamaları ayrı bir sorun kaynağı olarak gözlemlenmektedir.
       Bir de Türkçe öğretmenlerinin ders verdikleri okul bölümünde ya da ders saati sırasında diğer tüm okul yaşamı ile bağlantılarının kesik olması ve yoğun bir yalıtım içinde bulunmaları sorunların en büyüklerindendir.
       Öğretmen bir okuldan, bir diğer okula koşarken diğer öğretmenlerle ve okul yaşamıyla bağlantı kurma olanağını bulamamaktadırlar.
       Bunu çözümlenmesinin en akılcı yolu, aslında, okullarda bulunan her Türkçe dilli öğrencinin bu tür derslere katılmasını sağlamak, bunun koşullarını yaratmak olmalıdır.
       Böylelikle bir okulda yoğun bir katılım olduğunda oranın Türkçe dili öğretmeni de bunun doğal sonucu olarak o okul topluluğunda her zaman yer alacaktır, diğer öğretmenlerle ilişkileri kurulacaktır.
       Hem Alman hem de Türk kesimine çok daha yararlı olacaktır. Çabalarının olumlu sonuçları okul yaşamında kendisini gösterecektir.
       Birçok bölgede yabancı öğretmenlere danışmanlık yapmak üzere yerel bir Alman öğretmen belirlenmektedir.
       Bu kişiler de kendi kişisel eğilimlerine ve konulara verdikleri öneme göre bazı seminerlerle özellikle Türkiye'den gelen öğretmenlere yol göstermek istemektedirler. 
       Yararlılıkları ve Türk öğretmenleri ile uyumları çok değişiktir.
      Bu alanda da yine Almanya'nın koşullarına uygun biçimde yetişmiş Türk öğretmenlerin deneyim ve rehberliğinden yararlanılabilir.
      Bu iş için de yine bir rehberlik öğretmenliği çalışmasına gidilmelidir.

     Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 14.11.1996, GOLDBACH

35.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder