Meslek Okullarında
Türkçe
Çocuk Almanca'yı öğrenirken Türkçe de ders almış ise
gelecekteki mesleksel yaşamında çok daha başarılı olacaktır.
Mesleğine uyumu çok
daha iyi olacaktır.
Bazı meslek okullarında,
teknik okullarda, ticaret okullarında Türkçe dersi bir "yabancı dil dersi" kapsamına
alınarak tüm öğrencilere sunulabilir.
Kendisine sunulan bu
olanakları değerlendiren öğrenciler, alacakları notların motivasyonu ile
ileriye dönük olmak üzere, bu derse katılacaklardır.
Yeter ki anne ve babalar
bu konuda istekde bulunabilsinler, bu şansı çocukları için görüp, bunun örgütlü
mücadelesine destek verebilsinler.
Okul yaşamının 9. sınıfından
sonra başlayıp genelde üç yıl süren bir meslek okuluna devam yükümlülüğü ile
öğrenciler yaşama hazırlanmaktadırlar.
Volkschule, Gesamtschule, Realschule ya da Gymnasium çıkışlı öğrenciler kendi okul ve başarı
durumların göre bir meslek eğitimine girebilmektedirler.
Almanya'da "meslek
eğitimi" işverenler ile devletin birlikte ortak çalışması ile
gerçekleştirilmektedir.
Buna göre öğrenci istediği
meslekde çalışabileceği bir meslek öğrenim yeri bulmak ve o iş dalındaki meslek
okuluna devam etmek zorundadır.
Öğrenci hangi okulu
bitirmiş ise ve notları nasıl ise ona göre bir yere girebilmektedir. Bu durumda
da yine Türkçe dilli öğrenciler pek başarılı olamamaktadırlar.
Çünkü bu çocukların Gymnasium'a ya da Reaschule'ye gitme oranları diğerlerine göre düşüktür.
Birçok başka neden olsa
bile çocuklarımızın başarısızlığının temel nedenlerinin en önde geleni sağlam
bir anadil öğrenimi alamamasıdır.
Onların gerek kavram
dokusu gerekse dil dağarcıkları geliştirilmemiş olarak kaldığı içindir ki
ikinci dil, öğrenim dili Almanca'yı öğrenmede ve çok buyutlu kullanmada
Almanlara göre zorluk çekmektedirler.
Eğer kendi anadillerini de
Almanca dilinin yanı sıra tam olarak alabilseler okulda başarılı olacaklar ve meslek seçiminde daha iyi bir
konuma geleceklerdir.
Ama eğitimde şans
eşitliğinin olmadığı bir düzende bu Türkçe dilli öğrenciler çok daha
dezavantajlı durumdadırlar.
Bir de son yılların genel
gelişmesi içinde bunların durumuna bakacak olursak çok daha acıklı bir tablo
ortaya çıkar.
1997 yılının mayıs ayında
673000 yer aranır iken öğrenim yeri olarak 490000 yer bulunmaktadır. Aradaki
sayı kadar genç ise meslek öğrenim yeri bulamadan açıkta kalmaktadır.
Meslek seçiminde gözde olan
dallar da değişmektedir. Sekiz yıl önce erkeklerin en gözde mesleği otomobil
tamirciliği iken bu yine devam etmektedir. Ama bunun yanında eskiden seçilen
marangozluk yerini şimdi gaz ve su döşemeciliği geçmiştir.
Kızlarda eskiden
tezgahtarlık iken şimdi hekim yardımcılığı, berberliğin yerini büro çalışanı
gibi meslekler almıştır.
Meslek öğreniminde de
Türkçe destekli bir öğrenim hem öğrencileri hem de iş verenlere büyük kolaylık
getirecektir.
Meslek eğitimi yaparken
derslerinde yardıma gereksinim duyan öğrenciler için Arbeitsamt ve işverenler
birliğinin ortaklaşa sundukları büyük olanaklar
vardır.
Hemen hemen her yerde bu
öğrenciler için kurslar veren meslek okulu dışı kuruluşlar bulunmaktadır.
Buralarda Türk öğretmenler
de görevlendirilmektedir. Bu da çift dilli bir iletişimi sağlayacağı için daha
başarılı bir örnek olarak sevindiricidir.
Akla gelen en önemli soru şu olmalıdır:
- Neden çok daha önceden
ve daha güçlü bir destekleme çalışmalarına yer verilmemektedir ?
- Neden eğitim ve öğretime
yatırım yapılmaktan kaçınılmaktadır ? Devlet neden okula daha çok para
ayıramamaktadır ?
Burada belirleyici olan
şudur:
Yasa çıkarıcı güçlerin
ağırlığı hangi yönde ise çıkacak yasalardan da yararlanacak olan yine o kesime
ait olanlardır.
Türkçe dilli öğrenciler ise
bu toplumun bir kıyı topluluğu olarak eğitim ve öğretimden en az payı alandır.
Bunun değişimine gidebilmek
için ise ancak bu topluluğun kendi ortak çıkarlarını kavraması ve birleşmesi ile olasıdır.
Bunun başka bir yolu, çözümü
yoktur.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI
30.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder