"Türkçe
Dilli Halk"
Almanya'da
yaşayan ve Alman olmayan halkın içinde en büyük bölümü Türkçe dilini
konuşanlar oluşturmaktadır.
Bu öbek, sayısal olarak iki milyon yedi yüz
bin kadar olsa gerektir.
60'lı
yıllardan bu yana Türkiye'den gelenlerin tümü bu öbeğin içindedir.
Bunların 100 bin kadarlık bir bölümü şu an
Almanya yurttaşlığını taşımaktadır ve istatistiklerde Alman yurttaşı olarak
görülmektedir.
Türkiye'nin
dışında beş kıtada yaşayan Türklerin sayısı nerede ise altı milyona
yaklaşmıştır:
5
kıtada Türk var: Çalışma, eğitim, sağlık gibi çeşitli nedenlerle yurtdışında
yaşayan Türk vatandaşlarının sayısı 3 milyon 575 bin 564'e ulaştı.
1960'lı yılların başından itibaren
'gurbetçiliğe' başlayan Türk vatandaşlarının çoğunluğu, başta Almanya olmak
üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşıyor.
Yurtdışında
en çok Türk vatandaşlarının yaşadığı ülkelerin başında, 2 milyon 107 bin 426
nüfus ile Almanya gelirken, en az Türk vatandaşının bulunduğu Kırgızistan'da
ise 2 bin 200 Türk bulunuyor.
Beş
kıtaya yayılan Türk vatandaşlarının 3 milyon 116 bin 860 gibi büyük bir
çoğunluğu Avrupa'da yaşarken, 232 bin 900'ü Asya, 170 bini Amerika, 49 bin
724'ü Avustralya, 6 bin 80'i ise Afrika kıtasında bulunuyor.
500
bin Türk çifte vatandaş 8 ülkedeki yaklaşık 479 bin 700 Türk vatandaşı da çifte
vatandaşlık hakkına sahip bulunuyor.
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına çifte
vatandaşlık hakkı veren ülkeler arasında Almanya yaklaşık 196 bin kişi ile ilk
sırada yer alırken, Hollanda 158 bin ile ikinci, Avustralya da 32 bin ile
üçüncü sırada geliyor.
Avrupa
Birliği ülkelerinden Belçika'da 31 bin, Avusturya'da 30 bin, İsveç'te 17 bin,
İsviçre'de 10 bin ve Danimarka'da da 5 bin 700 Türk çifte vatandaşlık
statüsünde bulunuyor." (Hürriyet 30 Aralık 1998, Çarşamba)
Ayrıca
Yunanistan'dan Almanya'ya gelen Batı Trakya Türkleri ile Yugoslavya'nın
parçalanışından sonra gelen Balkan ve Orta Avrupa kökenliler de Türkçe dilli
halk öbeğinin içinde yorumlanmalıdırlar.
Almanya'da
devamlı yaşamayan ama buraya görev gereği ya da öğrenim için gelmiş gençler ve
yetişkinler vardır.
Örneğin
öğrenciler, banka ya da konsolosluk görevlileri... gibi.
Bu
insanların da yine burada Türkçe dilli öbeğe katılarak düşünülmesi gerekir.
Biz
burada yalnızca "Türkler" deyimini kullanabilirdik.
Bu
terim yanlış değildir.
Ama
konumuzun içeriği gereği, birleştirici ve toplayıcı olabilmesi anlamında,
Türkçe'yi bilen ya da evinde konuşan tüm insanları kapsaması hedeflenmiştir.
Türkiye'den
Almanya'ya gelen ve Türkçe'yi çok iyi bildikleri ve kullandıkları halde
Türkçe'den başka bir anadile ya da ikinci bir dile sahip olanlar da
düşünülmüştür. (Almanca,
Ermenice, Rumca, Kürtçe, Çerkezce, Arapca, Süryanice... gibi)
Bu insanların da Türkçe'ye sahip çıkmaları ve
onu geliştirmek için istemlerde bulunmaları çok doğaldır.
O
insanların çocuklarının da Türkçe dersine katılabilmesi ve tüm olanaklardan
yararlanmayı istemeleri bir doğallık olarak kabul edilmiştir.
"Türkçe dilli halk" terimi içine
girenleri birleştiren ana öğe onların evlerinde, ailelerinde Türkçe
dilini kullanır olmalarıdır.
Yurttaşlık
ve etnik bağlayıcılığın yanı sıra ve birçok halk öbeğini bir çatı altında
toplayan bir terim olarak düşünülmelidir.
Bunun
ana nedeni bu insanların tümünün ortak dilinin Türkçe olduğudur.
Türkçe'yi konuşmak, yazmak, okullarda
öğrenmek, bu dille kendi öz ekinsel değerlerine giden yola erişebilmek... bu
dili kullanan tüm insanların en önemli ortak noktasıdır.
Eğer
Türkçe ile ilgili konular konuşuluyorsa, düşünceler üretiliyorsa ve sorunları
çözmeye yönelik öneriler yapılıyorsa bu dili kullanan tüm insanlar
için düşünülmelidir.
Yalnızca
bir bölümünün düşünülmesi tümü kavrayamayacağı ve tabanın sorunlara sahip
çıkmasına engel olacağı için yanlıştır.
Biz önerilerimizi günümüzden ilerisine doğru
düşünerek üretebilmeliyiz.
Bugün
Almanya'da yaşayan Türkçe dilli halkın kendi dillerine yeterince önem vermemesi
demek, onların yarın bu durumu değiştirmeyecekleri anlamına gelmemelidir.
Gelecek on
yıllar içinde bugüne göre Türkçe, Almanya toplumunda, çok daha aranılan bir
özellik olacaktır.
Türklerin
Almanlarla ya da başka ulustan olanlarla olan evliliklerinden doğan çocukları
da Türkçe'yi okullarda öğrenmek istemektedirler.
Onlar
aile yapıları gereği çok dilli ve çok ekinli olarak yaşayacaklardır.
Bu
durumda da bu ailelerin kendi çocuklarına Almanca'nın yanı sıra Türkçe de
öğretmek istemeleri düşünülecek en sağlıklı yoldur.
Gelecekte
çift dilli, çok dilli ailelerin sayısı daha da artacaktır.
Hem
Almanya'da hem de Türkiye'de iş yapan ve yaşamlarını her iki ülkede de
gerçekleştirmek isteyecek insanların daha da fazla bir sayıya ulaşmayacaklarını
ve dil etkenine önem vermeyeceklerini kim söyleyebilir?
Bu öbekte
yer alanların Türkçe'ye olacak ilgileri ve gereksinimleri onu bir anadili
olarak değil, "yabancı dil olarak Türkçe" kapsamında ele alınmasını
düşündürür.
Yine
buna benzer olarak, okuldaki yabancı dil Türkçe dersi ile ileride alacağı
meslek öğrenimine ya da yüksek öğrenimine alt yapıyı
sağlamak isteyecek öğrenciler de olacaktır.
Bunların
başka bir anadilden gelmeleri de olasıdır.
Örneğin
Alman da olabilirler. Türkçe'yi bir Alman dili gücünde kullanabilen Alman
bilimcileri de burada anımsamak yerinde olur. (Türk dili bilimcileri...)
Görülebileceği
gibi, Türkçe dilini konuşan, ona sahip çıkacak olan halk öbeği pek de
azımsanacak gibi değildir.
Türkçe'nin seslendiği insan sayısı milyonlarla
dile getirilebilir.
Bu nedenle de sorunların çözümünde bu insanlar
bir "tüm" olarak düşünülmelidir.
Böylece bir "Türkçe dilli halk"dan
söz açabiliriz.
Türkçe
dilinin gerek Almanya'da gerekse de Avrupa'nın diğer ülkelerinde
yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi ise yalnızca bu Türkçe dilli halkın sorunu
değil, tam tersine içinde bulundukları toplumların üstlenmesi
gereken bir çok ekinlilik gereğidir.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
25 Şubat 2000 Cuma, Aschaffenburg,
* "Almanya'da Türkler ve Türk Dili Dersleri"
Model
arayışlarına ışık tutabilmeye, düşünce üretmeye ve uğraş vermeğe yönelik bir
çalışma.
06. Bölüm
"Almanya'da Türkler ve Türk Dili Dersleri"
Model
arayışlarına ışık tutabilmeye, düşünce üretmeye ve uğraş vermeğe yönelik bir
çalışma.
06. Bölüm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder