16 Temmuz 2018 Pazartesi

Danışma Merkezleri Gereklidir


Danışma Merkezleri Gereklidir!
       Türkçe dilli halka dönük çalışmalar yapabilecek danışma merkezleri açılmalıdır:
       Ailenin kendileri ve çocuğu için, gençlerin kendileri için başvuracakları, sorunlarının çözümünde kendilerine yol gösterecek eğitim danışmanlık kuruluşları hemen hemen yok gibidir.
       Var olan olan kuruluşlar ise ya yalnızca Almanca konuşmaktadır, ya da tasarımları yalnızca Alman dilli halk için düzenlenmiştir.
       Genellikle gözden kaçan ise şudur:
       "Bir sorun olduğunda bunu üzerinde duyan, ondan etkilenen bir insandır."
        İşte bu durumda o insanın psiko-sosyal-ekinsel ve ekonomik durumu en çok ele alınması ve de hiç gözden uzak tutulmaması gereken bir olgudur.
       Ailelerin düşünce biçimleri, doğru ya da yanlış önyargıları, inançları, alışkanlıkları... vardır.
       Zaten büyük bir çoğunlukla da bizleri etkileyen, yönlendiren davranış biçimlerinin ardında bunlar vardır.    
       İşte bu nedenden dolayıdır ki Almanya'da, her kentde hem Almanca hem de Türkçe dilli olarak, buranın tüm gerçeklerine göre yanıt verebilecek; Türkçe dilli halkın düşünce ve davranış biçimlerini kavramış ve tüm bu özellikleri göz önünde tutarak, ileriye dönük olumlu ve çağdaş çözümleri önerebilecek danışmanlık görevleri sunabilecek merkezler gerekmektedir.
       Bu konudaki boşluğu Türk Veli Dernekleri danışmanlık büroları doldurmalıdır.
       Bunun bir örneğini Berlin'de görmekteyiz.
       Böylesi bir görev ve çalışma anlayışına girilmelidir. Ayrıca yine gençlerin başvuracağı, yüksek öğrenimin kendine özgü konularında danışmanlık verebilen Türk Öğrenci Dernekleri ve bunların üst kuruluşu federasyonları da bu alanda çok önemli bir örnektir. Yaygınlaştırılması ve halkla iletişiminin iyi kurulmuş olması özlemlenmektedir.
       Aileler bunları bilir ve çok erken dönemde bunlardan yararlanırsa, çocuklarının daha başarılı olmasını sağlamış olur.
       Erken teşhis ve önlemlerle gerçekleştirilebilecek eğitim danışmanlığı tüm halkımıza yararlı olacaktır.
       Bunun sonucu olarak da ileri yaşlardaki bazı sorunların daha az gözükmesi beklenmelidir. Böylesine bir danışmanlık çalışması sunabilmek için gereken tüm girişimler, çabalar, istekler ve duyarlılıklar başka yerlerde aranmamalıdır.
       Bunları bir gereksinme olarak istemek ve bu uğurda çabalar göstermek ancak ve ancak bizlerin görevidir, bizlerden beklenmelidir.
       Türkçe dilli halkın kendine özgü tüm örgütlenmeleri ve kuruluşları, konsoloslukları, aydınları ve bilimcileri bu alanda eşgüdümsel ve özverili bir çalışmaya girmelidir.
       Bunun gerçekleşmesi ve böyle bir gereksinimin kavranmış olması durumunda da Alman toplumu kendi içinde var olan kurumlarıyla çözüm yollarını açacaktır. 
       "Ağlamayan bebeğe mama vermezler ! ".
       Ayrıca yine bu konuda Alman okullarının kendilerine düşen "anne ve babalara yol gösterme, danışmanlık yapabilme" görevi de pek işlememektedir.
       Özellikle yasalarda bile öğretim kurumlarına ve öğretmenlere yüklenmiş olan bu danışmanlık görevinden yararlanmak istemek konusunda da göçmen anne ve babalar çok yetersiz kalmaktadırlar.
       Bunun çözümü de genel ve en iyi biçimiyle Alman okul düzenlerinin bu danışmanlık görevine göre yeniden ve sağlıklı bir biçimde örgütlenmesi gerekmektedir.
       Yine vurgulamakda yarar vardır: Bu danışma çalışmalarına en çok gereksinim duyanlar da toplumun alt katmanlarında olanlar, dar gelirliler, göçmen aileleridir...
       Üst toplum katmanlarından gelen ailelerin zaten bu tip danışmanlığı gereksinimi de yoktur.
       Okullarda verilen yıllık iki kez ile sınırlandırılan bilgilendirme toplantıları aslında çok yetesizdir.
       Okullarda verilecek olan danışma çalışmalarında görevlendirilecek öğretmen, eğitmen ve psikologlar olmalıdır.
       Türkçe dilli danışman ve uzmanlar da olmalıdır. Danışma herkese dönük olarak verilmelidir :
          1) Anne ve babalara danışmanlık.....
          2) Öğretmenlere danışmanlık.....
          3 ) Öğrencilere danışmanlık.....
          4 ) Yöneticilere danışmanlık.....
       Danışmanın içeriği ise genel olarak şöyle olabilir :
          1 ) Eğitim danışmanlığı
          2 ) Öğretim danışmanlığı
          3 ) Meslek öğrenimin danışmanlığı
          4 ) Boş zamanları değerlendirme danışmanlığı
          5) Kurumlar arası ilişkiler danışmanlığı
       Bir kent içindeki eğitim ve öğretim kurumları, danışmanlık merkezleri kendi aralarında da bilgi ve deneyim alışverişine yönelik düzenli bir örgütlenme içine girebilmelidirler. 
       Bu örgütlenmenin üç çemberi olabilmelidir:
          1) Kendi uzmanlarının gereksinimlerine  karşılık vermelidir.
          2) Tüm anne ve babaların kendilerine yönelik sorularına yanıtlar aramalıdırlar.
          3) Sorunları ve beklentileri kendi dışlarındaki  kurumlara ulaştırmalı ve onlardan beklentilerini dile getirmelidirler.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 18 0cak 2000


39.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder