Sevgili Anneler
ve Sevgili Babalar,
Bizler çocuklarımızın derslerinde çok başarılı olmasını istiyoruz.
Çocuklarımızın çok iyi Almanca konuşmasını bekliyoruz.
Onların iyi birer meslek
kazanmaları ve iyi birer insan olmaları en büyük arzumuz.
Hepimizin bildiği gibi bir dil ve en önemlisi anadili ancak ve ancak
okullarda çağdaş yöntemlerle sözlü ve yazılı olarak öğretildiğinde kalıcı olur.
Bir insanın kendi anadilini öğrenmesi onun hem en doğal hakkı, hem de
görevidir.
İnsan kendi anadilinde ne kadar güçlü ise diğer dilleri öğrenmede de
o denli güçlü olur.
Kendi anadillerinde çok güçlü olabilmelerini sağlamalıyız.
Kişiliklerinin gelişmesini ve bu sağlam zemin üzerinde onların tüm derslerde
başarıya ulaşabilmelerine giden yolu açabilmeliyiz.
Böylelikle çocukların
okullardaki başarıları artar.
Bilimsel olarak kabul edilen ve kanıtlanan bir gerçek de şudur:
Bir
çocuk kendi anadilinde ne kadar güçlü olabilirse bir diğer dili de o ölçüde iyi
ve sağlam olarak öğrenebilir.
Türkçe'si iyi olanın Almanca'sı da iyi olur.
Bizim çocuklarımızın Almanca'larının çok iyi olabilmesinin ve de Alman
okulundaki tüm derslerinde başarılı olabilmesinin tek ve en önemli etkeni onun
Türkçe'de çok iyi okur ve yazar, anlar ve anlatabilir olmasına bağlıdır.
Bu gerçeği de gözardı etmek çocukların başarısının düşmesine yol açar.
Bu nedenle de Almanca öğrenmeye Türkçe bir engel değil tam tersine bir
"olmazsa olmaz" ön koşuldur.
Bu gerçeğe karşı çıkmanın ise hiç bir
bilimsel değeri yoktur.
Türkçe dersi bir yük değil çocuğun bir donanımı, bir zenginliğidir.
Okuldaki genel başarısını arttıracak en önemli etkendir.
Tüm yaşamı boyunca
onunla birlikte olacak kendisine destek verecektir.
Anne ve babasıyla, kardeşleriyle Türkçe anlaşabilen çocuklarla o aile
daha mutlu olur ve sorunlar çok daha kolay çözülür.
Evlerde , yalnızca
konuşmaya dayanan, arada bir kullanılan Türkçe ise çok yetersiz kalacaktır.
Türkçe'nin okulda çağdaş yöntemlerle öğretilmesi gerekmektedir.
Çocuğun kendi kültürüne ve ailesine bağlılığı Türkçe öğrenmekle daha da
artar.
Bu toplumda bir başına köksüz kalmışlıktan kurtulur.
Çok kültürlü bir
yaşamın gerekli olan tabanını kazanır.
Türkçe çocuğunuzun görüş ufkunu
genişletir, dünyaya daha geniş bir açıdan bakabilmesini sağlar.
Türkçe öğrenmekle de Türkçe’nin o çok geniş ve zengin dünyasını, yazılı
edebiyatını ve sanatını, tarihini tanıma olanağı bulur.
Böylelikle de hem
kendine güvenir, hem de çok güçlü bir dilin bir üyesi olmanın huzurunu ve
gücünü kendisinde duyar.
Bu zenginliğini de Almanya toplumuna yansıtabilir ve
çok kültürlülüğe katkıda bulunur.
Son yıllarda doktor, avukat, eczacı... gibi işverenler özellikle Türk
gençlerini de işe alıyorlar ve onlardan Türklerle Türkçe konuşup kendi işlerini
daha kolay yürütebilmelerini bekliyorlar.
Bu da ancak Türkçe’ si iyi olan, onu
sözlü ve yazılı çok iyi kullanabilen gençler için daha bir öncelik olmaktadır.
Türklerin açtığı işletmelerde artış gözlenmektedir.
Buralarda çalışacak
hem Türkçe'si, hem de Almanca’sı çok güçlü gençler aranmaktadır.
Buna bir de
Avrupa Topluluğu çerçevesinde Almanya ve
Türkiye arasında yapılacak olan ticaret, turizm, taşımacılık... dallarında
gelişecek işleri eklemeliyiz.
Bu işleri de neden bizim çocuklarımız yapmasın?
Bunun için de tabii
Türkçe ve Almanca belki de iyi bir İngilizce... gerekli olacak.
Çocuklarımız ileride Türkiye’ ye döndüklerinde ya da Türkiye’ de iş
yapmak istediklerinde ise Türkçe yine en önemli konu olacaktır.
Tatillerde bir
yabancı gezgin havasında Almanca ya da kırık-dökük Türkçe yerine düzgün
Türkçe‘si olan kuşaklar ancak bugünkü anne ve babaların bilinçli
davranışlarıyla olacaktır.
Bavyera okullarında çocuklarımız için Türkçe anadili dersleri verilmektedir.
Çocuklarımızın katılacağı
Türkçe dersi, kural olarak, çocuğun kendi devam ettiği okuldadır.
Bavyera'da şu
an 114 628 yabancı öğrenci vardır.
Bu sayının içinde 43 983 ile Türkler en
kalabalık grubu oluşturmaktadırlar. (% 38.3)
Son yıllarda Türkçe derslerine katılımda ne yazık ki büyük bir azalma
gözlenmektedir.
Bunun nedenleri araştırıldığında anne ve babaların bu konu
üzerinde pek düşünmediği ve Türkçe dersine gereken önemin verilmediği ortaya
çıkmaktadır.
Bu ise çok şaşırtıcı ve üzücü bir durum yaratmaktadır.
Son yılların istatistikleri çok karamsar bir tablo sergilemektedir.
Çocuklarımızın genel başarısının diğer halkların çocuklarına göre çok daha
düşük olduğu görülmektedir.
Bavyera Volkschule'lerinde okuyan Türk
öğrencilerinin sayısı 35 934 (% 40,8) iken engellilerin devam ettiği
Volkschule'de 3202 Türk öğrenci ( % 39.5), Realschule'lerdeki Türk öğrenciler
1685 (% 28.4) Gymnasium'lardaki Türk öğrenciler 2151 (% 21,2) dir.
Türkçe dersleri konusunu çok daha
ciddi biçimde düşünmeli ve bu dersi gelecek kuşaklar için de
istemeliyiz.
Çocuklarımızın gelişmelerinde ve Alman okulundaki başarılarına
anadilin oynadığı rolü ve önemini
gözardı edebilmek ise olanaksızdır.
Şu anki durum içler acısı bir tablo
sergileme yolundadır.
Bu böyle giderse, önümüzdeki yıllarda okullarımızda Türkçe dersleri
hemen hemen kalmayacaktır.
Çocuğumuza Türkçe öğretebilmek ancak bir hayal olacaktır!
Bu ise hiç de iyi
bir gelişme değildir.
Sonuçta asimilasyona doğru bir gidiş gözlenmektedir.
Bavyera eyaleti Türk çocuklarına kendi anadillerini öğrenmeleri
konusunda bir hak tanımıştır ve bu da yasalarla garanti altına alınmıştır.
Bu
haktan yararlanmalısınız?
Bunu yitirdiğimizde ise yeniden kazanmak olanaksız
olacaktır.
Türkçe‘nin geleceğine yön verecek olanlar yalnızca sizlersiniz.
Alman’ların bu durumda yapabildikleri yalnızca sizlerin başvurularına göre
Türkçe dersini sağlamaktır.
Esas görev bizlere, Türklere düşmektedir.
Bu
görevimizi de hem kendi adımıza, hem de çocuklarımızın gelecekleri adına yerine
getirmeliyiz.
Çocuğunuzun Türkçe dersine katılmasını sağlayınız. Başvurularınızı
geciktirmeyiniz.
Okul müdürlüklerine gerekli başvuruları yaptığınızda çocuğunuzun
Türkçe dersine katılması sağlanacaktır.
Bu konuda gereken duyarlılığı
gösteriniz.
Aschaffenburg "Schulamt"ının yöneticisi bu konuda gerekli yardımları yapmaya
hazır olduğunu ve Türkçe derslerine katılımın gerilemesini ise çok üzülerek
izlediğini dile getirmiştir.
Tüm okul müdürleri ve sınıf öğretmenleri ve diğer öğretmenler de yine "Schulamt" yöneticisinin belirttiği gibi tüm anlayışı
ve kolaylığı göstermek zorundadırlar.
Eğer bu konuda bir zorluk ya da
anlayışsızlıkla karşılaşacak olursanız gerek bize, derneğimize, gerekse de
Aschaffenburg Schulamt'ına başvurabilirsiniz.
Çocuğunuzun Türkçe dersine
katılması sağlanacaktır.
Almanya gibi gelişmiş bir ülkede çocuklarımızın anadilleri Türkçe’yi en
iyi biçimde öğrenmeleri ancak sizlerin isteği ile gerçekleşecek çok büyük bir
şanstır.
Bu şansı çok iyi kullanmalıyız.
Çocuklarımızın Türkçe dersine katılmalarını sağlayalım. Ortaya çıkacak sorunlarla birlikte mücadele
edelim .
Saygılarımla.....
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 03.03.2001, Goldach,
"Almanya'da
Türkler ve Türk Dili Dersleri"
"Model arayışlarına ışık tutabilmeye, düşünce üretmeye ve uğraş vermeğe yönelik bir çalışma. " 52. Bölüm:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder