Türkiye ve Finlandiya Eğitim Sistemleri
Üç
yıl önce Londra’da Finlandiyalı birkaç öğretmenle akşam yemeği yemiştik.
Onlar
buzu kırıp nasıl banyo yaptıklarını falan anlatırken, ben konuyu her Türk gibi
zorla eğitime getirdim.
- “Nasıl
yapıyorsunuz da PISA sınavlarında böyle başarılı oluyorsunuz?”
türünden
sorular sordum.
Onlar
anlattı ben şaşırdım, ben anlattım onlar şaşırdı.
Zaten
bildiğim şeylerdi gerçi ama ilk ağızdan duyunca daha etkili oluyor.
İlkokulda
ödevin yasak olduğunu, günde ortalama 4 saat ders olduğunu, sınav diye bir
şeyin olmadığını falan dinlerken hep şaşırdım.
Onlar
da etütleri, birebir dersleri, hafta sonu kurslarını, yazılı yoklama sistemini
falan dinlerken şaşırdılar.
İşte
böyle şaşkın şaşkın sohbet edip yemek yedik ve ayrıldık.
Ülkemizdeki
eğitim sistemini tartışırken Finlandiya’dan ve PISA sınavlarından bahsetmek
artık “Japonlar yapmış abi” kıvamına gelmiş durumda.
Ama
ne kadar klişe olursa olsun, gerçekler değişmiyor.
Şu
anda dünyada çoğu ülke eğitimden bahsedilirken dönüp hala Finlandiya’ya
bakıyor.
Biz
eğitimin şekliyle, süresiyle falan acayip samimi olmuş durumdayız ama henüz
ruhuyla tanışamadık.
Bu
yüzden uzun yıllar eğitim sohbetlerinde Finlandiya örneğini cümle içinde
kullanmaya devam edeceğiz.
Şimdi
lütfen “Sıktı artık bu Finlandiya muhabbeti,” demeyin ve aşağıdaki bilgileri
bir kez daha okuyun.
Finlandiya
& Türkiye eğitim sistemleri arasındaki 15 fark
1- Biz okula başlama yaşını altı bezli döneme çekmeye
çalışıyoruz.
Finlandiya’da ise zorunlu okula başlama yaşı 7.
2-
Türkiye’de çocuklar birkaç sokak ötedeki okullarına bile mutlaka servisle
gidiyor.
Finlandiya’da
ise çocuklar birinci sınıftan itibaren okula yürüyerek veya bisikletle
gidiyorlar.
Özel
durumlar haricinde çocuklar okula aileleri tarafından götürülmüyor.
3- Bizde müfredat ve ders kitapları eğitimin baş aktörleri
olarak biliniyor.
Eğitim kalitesindeki zayıflık genelde bu ikisinin suçu olarak
görülüyor.
Ama Finlandiya’da çok basit bir müfredat var ve pek değişmiyor.
Öğretmenler okutulacak kitapları kendileri seçiyorlar ama yine
de ortalıkta pek ders kitabı gözükmüyor.
Yani Fin eğitim sisteminde ders kitapları bırakın aktör olmayı,
figüran bile değil.
Figüranların başrol oynadığı ülkemiz eğitim sisteminden gişe
hasılatı beklemek bu yüzden bir hayal.
4- Türkiye’de birinci sınıf öğrencilerinin velileri “Bizim çocuk
bugün Matematikten 90 aldı,” diye gururla gezebiliyor.
Resmiyette not verilmiyor olsa bile öğretmenler sağ olsunlar
kendi inisiyatiflerini kullanarak büyük bir özveriyle testler hazırlıyor ve
çocukları sınav dolu bir geleceğe hazırlıyorlar.
Ama Finli öğrencilere okulun ilk altı yılında asla not
verilmiyor.
Buradaki öğrenciler ilk olarak 16 yaşına geldiklerinde
ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
5- Türkiye’de öğrencilere çöp attırsanız ertesi gün muhtemelen
velileri okulu basıp olay çıkarır. Ama Finlandiya’da öğrenciler okulun tüm
işlerini nöbetleşe sistemde birlikte yapıyorlar.
Yani Fin okullarında hizmetli yok, tüm işler öğrenciler tarafından
yapılıyor.
Böylece sorumluluk duyguları gelişiyor.
6-
Finlandiya’daki okullar öğrencilerin rahat edebileceği şekilde tasarlanıyor.
Sınıflarda
yaparak-yaşayarak öğrenme modeline uygun alanlar mevcut.
Binaların
fiziksel özellikleri öğrencilerin evdeymiş gibi rahat etmelerini sağlayacak
şekilde düşünülüyor.
Türkiye’de
ise her şeye hazır olan öğrenciler yıllardır komutla rahatlıyor.
“Beni
rahatta dinleyin” diye bağıran müdürün karşısında ne kadar rahat olunursa tabi…
7- Türkiye’deki özel okullarda ders saati 8.
Ama yetmediği için okul çıkışında etütler, hafta sonu kursları
ve özel derslerle bu sayı günde 12-14 bandını yakalıyor.
Finlandiya’da ise günlük ortalama ders saati 4.
Dünya eğitim ligindeki sıralamamıza baktığımızda, nitelik ve
nicelik kavramlarının ne kadar önemli olduğu gün yüzüne çıkıyor.
8-
Türkiye’de bütün öğretmenler kendilerini mesleğin zirvesinde görüyor.
Sınav
sonuçları kötü geldiğinde genelde öğrenme güçlüğünden bahsediliyor.
Öğretme
güçlüğü çeken öğretmenlerin durumu hep sümen altı ediliyor.
Bu
yüzden mesleki gelişimle ilgili düzenli bir çalışma yok.
Finli
öğretmenler ise haftada en az 2 saat hizmet içi eğitime
katılmak zorunda.
9- Türkiye’de, “Hiçbir şey olamazsa, bari öğretmen olsun,”
mantığı devam ediyor.
Ama Finlandiya’da öğretmenlik mesleği toplumun en gözde
mesleklerinden bir tanesi! Öğretmenler master derecesi olanlar arasından
seçiliyor.
Lise mezunları arasında öğretmenlik için müracaat edenlerin
ancak yüzde onu öğretmen yetiştirme programına kabul ediliyor.
10- Ülkemizde öğretmen olabilmek için sınavdan geçer puan almak
yeterli.
Finlandiya’da ise öğretmen olabilmek için üç aşamalı bir testten
geçmek zorundasınız.
Bu aşamalar arasında mülakat, ders anlatma gibi bölümler de var.
Ülkemizde heykeltıraş olmak isteyenlere bile özel yetenek sınavı
uygulanırken, etten kemikten gerçek insanı şekillendirecek olan öğretmenlerin
çoktan seçmeli sorularla mesleğe kabul edilmesi kabul edilebilir bir şey değil.
11- Finlandiya’da öğretmenlerin gelir düzeyi oldukça iyi.
Kendi mesleği haricinde bir iş yaparak ek gelir elde etmeye
çalışan öğretmen yok denecek kadar az.
Bizde de ek gelir için bir şeyler yapmayan öğretmen yok denecek
kadar az.
Çünkü aldıkları maaş faturalara bile yetmiyor.
Öğretmenlerin fatura ödemek için başka şeylerle uğraşması
neticesinde oluşan durumun faturasını da bütün millet ödüyor.
12- Türkiye’de en başarılı öğretmen en çok ödev verendir
anlayışı hala devam ediyor.
Ama Finlandiya’da öğrencilere ödev verilmiyor.
Öğrenmenin yeri okul olarak görülüyor.
Bu yüzden Finlandiya’da akşamları çocuğunun proje ödevi için
kartona boncuk dizen veli yok.
13-
Finlandiya’da hiçbir babayiğit resim dersinden öğrenci alıp matematik
çalıştıramıyor.
Bizdeyse
öğrenciler matematik dersinde sıkılıp defterlerine resim yapıyor.
Sonra
matematik öğretmeni çocuğu resim dersinde yakalayıp matematik çalıştırmaya
götürüyor. Döngü bu kadar kısırken, sistemin üretken bireyler yetiştirmesini
beklemek tabi biraz zor oluyor.
14-
Bizim sınıflarımızda eğer bütün öğrenciler yerlerinde oturuyor ve ses
çıkmıyorsa, o sınıfın öğretmeni övgü alıyor.
Ama
Finlandiya’da durum tam tersi…
Eğer
bir sınıftan hiç ses çıkmıyorsa, öğrenciler sıralarında oturuyor ve hiç
kalkmıyorlarsa o öğretmen soruşturmaya alınıyor.
Çünkü
Fin eğitim sisteminde ders anlatan bir öğretmen yok.
Hep
birlikte etkinlik yapan sınıflar var.
Bu
yüzden Fin okullarındaki sınıflarda, “Ayakta gezinme evladım, otur yerine,”
sözü pek duyulmuyor.
15- Finlandiya’daki okulların kantinlerinde su, süt ve meyveden
başka hiçbir şey yok.
Bizdeyse işin suyu çıkmış durumda.
Her teneffüs fıstıklı çikolata yiyen çocukları 8 saat sırada
oturtmaya çalışmak öğretmenler için büyük imtihan!
Belki de bu yüzden teneffüste sınıflardan hızlı boşalma rekoru
bizde.
Kaynak:
https://gelecekegitimde.com/2019/03/06/turkiye-ve-finlandiya-egitim-sistemleri-arasindaki-15-fark/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder