42- SESLENİŞ
. Anneler ve
Babalara Sesleniyorum
. Değerli
anneler ve babalar, sevgili gençler, sevgili çocuklar, arkadaşlar, saygı değer
politikacılar, değerli bilim insanları, değerli yetkililer....
· Türkçe'nin
Almanya'daki okullardan silinmekte olduğu konusuna dikkatinizi çekmek
istiyorum.
· "Türkçe'siz
bir gelecek olmasın, dilimiz yaşasın" diye Türkçe öğretimine sahip
çıkmalıyız!
· Bu
konuda halkımızın kurumlarının, derneklerin tümünün yardımlarına ve
desteklerine gereksinmekteyiz.
· Bir
dil ancak ve ancak okullarda çağdaş yöntemlerle sözlü ve yazılı olarak
öğretildiğinde kalıcı olur.
· İnsanın
kendi anadilini öğrenmesi onun hem en doğal hakkı, hem de görevidir.
· Hepimiz
çocuklarımızın derslerde başarılı olmasını istiyoruz.
· Kişiliklerinin
gelişmesini ve sağlam zeminler üzerinde onları başarıya ulaştıracak yolu
açabilmeliyiz.
· Kendi
anadillerinde çok güçlü olabilmelerini sağlamalıyız.
· Böylelikle
çocukların okullardaki başarıları artar.
· Bilimsel
bir gerçek de şudur:
- Bir
çocuk kendi anadilinde ne kadar güçlü ise bir diğer dili de o ölçüde iyi ve
sağlam olarak öğrenir.
- Türkçe'si
iyi olanın Almanca'sı da iyi olur.
· Bize
bu dillerin her ikisi de kesinlikle gerekli!
· Çocuklarımızın
Almanca'larının çok iyi olabilmesinin ve Alman okulundaki tüm derslerinde
başarılı olabilmesinin en önemli etkenlerinden biri onun anadili Türkçe'de çok
iyi okur ve yazar, anlar ve anlatabilir olmasıdır.
· Ayni
zamanda dil gelişiminin çok daha üst düzeyde olması nedeni ile İngilizce,
Fransızca, Latince gibi dersleri de çok daha iyi ve hızlı öğrenirler.
· Bunlara
inanın!
· Bu
gerçeği göz ardı etmek çocukların başarısının düşmesine yol açar.
· Bu
nedenle Almanca öğrenmeye Türkçe bir engel değildir.
· Tam
tersine bir "olmazsa olmaz" ön koşuldur.
· Bu
gerçeğe karşı çıkmanın ise hiç bir bilimsel değeri yoktur.
· Türkçe
dersi bir yük değil çocuğun bir donanımı, bir zenginliğidir.
· Okuldaki
genel başarısını arttıracak en önemli etkendir.
· Kendi
anne ve babalarıyla, kardeşleriyle Türkçe anlaşabilen çocuklarla o aile daha
mutlu olur. Sorunlar çok daha kolay çözülür.
· Yalnızca
konuşmaya dayanan, arada bir kullanılan Türkçe ise çok yetersiz kalacaktır.
· Türkçe'nin
okulda çağdaş yöntemlerle öğretilmesi gerekmektedir.
· Bu
bizler için bir "insan hakkı olarak görülmelidir.
· Çocuğun
kendi kültürüne ve ailesine bağlılığı Türkçe öğrenmekle daha da artar.
· Toplumda
bir başına ve köksüz kalmışlıktan kurtulur.
· Çok
kültürlü bir yaşamın gerekli olan sağlıklı bir taban kazanır.
· Türkçe
çocuğun görüş ufkunu genişletir, dünyaya daha geniş bir açıdan bakabilmesini
sağlar.
· Türkçe
öğrenmekle de Türkçe’nin o çok geniş ve zengin dünyasını, yazılı edebiyatını ve
sanatını, tarihini tanıma olanağını bulur.
· Böylelikle
de hem kendine güvenir, hem de çok güçlü bir dilin bir üyesi olmanın huzurunu
ve gücünü kendisinde duyar.
· Bu
zenginliğini de "Almanya toplumu"na yansıtır ve çok kültürlülüğe bir
katkıda bulunur.
· Son
yıllarda doktor, avukat, eczacı... gibi işverenler özellikle Türk gençlerini
işe alıyorlar ve onlardan Türklerle Türkçe konuşup, işlerini daha kolay
yürütebilmelerini bekliyorlar.
· Bu
da ancak Türkçe’si iyi olan, onu sözlü ve yazılı çok iyi kullanabilen gençler
için bir öncelik olmaktadır.
· Türklerin
açtığı iş yerlerinde büyük bir artış gözlenmektedir.
· Buralarda
çalışacak hem Türkçe'si, hem de Almanca’sı çok güçlü gençler aranmaktadır.
· Almanya'da
büyümüş okula gitmiş, yüksek tahsil yapmış ve doktor/hekim olmuş olan
çocuklarımız görüldüğü gibi çok başarılı olmuş demektir ve de onlara gelen çok
sayıda hasta hep Türkçe konuşarak sorunlarını anlatmaktadır.
· Örneğin
benim diş doktorum hem Türk, hem de Alman hastalara sahip idi...
· Buna
bir de Avrupa Topluluğu çerçevesinde Almanya ve Türkiye arasında
yapılacak olan ticaret, turizm, taşımacılık... dallarında gelişecek işleri
eklemeliyiz.
· Bu
işleri de neden bizim çocuklarımız yapmasın?
· Bunun
için de Türkçe ve Almanca belki de iyi bir İngilizce... gerekli olacak.
· Çocuklarımız
ileride Türkiye’ye döndüklerinde ya da Türkiye’de iş yapmak istediklerinde ise
Türkçe yine en önemli konu olacaktır.
· Tatillerde
bir yabancı gezgin havasında Almanca ya da kırık-dökük Türkçe yerine düzgün
Türkçe‘si olan kuşaklar ancak bugünkü anne ve babaların bilinçli
davranışlarıyla olacaktır.
· Şimdilik
bazı okullarında Türkçe dersi, anadili dersleri verilmektedir.
· Son
yıllarda Türkçe derslerine katılımda ne yazık ki büyük bir azalma
gözlenmektedir.
· Bunun
nedenleri araştırıldığında anne ve babaların bu konu üzerinde pek düşünmediği
ve Türkçe dersine gereken önemi veremediği ortaya çıkmaktadır.
· Bu
da çok şaşırtıcı ve üzücü bir durum yaratmaktadır.
· İstatistikler
karamsar bir tablo sergilemektedir.
· Çocuklarımızın
genel başarısının diğer halkların çocuklarına göre çok daha düşük olduğu
görülmektedir.
· Türkçe
dersleri konusunu çok ciddi biçimde düşünmeli ve bu dersi gelecek kuşaklar için
de istemeliyiz.
· Çocuklarımızın
gelişmelerinde ve Alman okulundaki başarılarına anadilin oynadığı rolü ve
önemini göz ardı edebilmek ise olanaksızdır.
· Şu
anki durum içler acısı bir tablo sergileme yolundadır.
· Bu
böyle giderse önümüzdeki yıllarda okullarımızda Türkçe dersleri hemen hemen
kalmayacaktır.
· Çocuğumuza
anadilimizi öğretebilmek ancak bir hayal olacaktır!
· Bu
ise hiç de iyi bir gelişme değildir.
· Sonuçta
asimilasyona doğru bir gidiş gözlenmektedir.
· Birçok
eyalette Türk çocuklarına kendi anadillerini öğrenmeleri konusunda bir hak
tanımıştır ve bu da yasalarla garanti altına alınmıştır.
· Neden
bu haktan yararlanmayalım?
· Bunu
yitirdiğimizde yeniden kazanmak ise hemen hemen olanaksız olacaktır.
· Şu
anki gidiş ise bu yöndedir.
· Türkçe‘nin
geleceğine yön verecek olanlar yalnızca bizleriz.
· Alman’ların
bu durumda yapabildikleri ise yalnızca bizlerin istem ve uğraşılarına göre
Türkçe dersini sağlamaktır.
· Almanya
gibi gelişmiş bir ülkede çocuklarımızın anadilleri Türkçe’ yi en iyi biçimde
öğrenmeleri ancak bizlerin isteği ve uğraşıları ile gerçekleşecek çok büyük bir
şanstır.
· Bu
şansı çok iyi kullanmalıyız.
· Esas
görev bizlere, Türklere, anne ve babalara, sizlere düşmektedir.
· Bu
görevimizi de hem kendi adımıza, hem de çocuklarımızın gelecekleri adına yerine
getirmeliyiz.
· Aydınlarımızın
bu konuda duyarlılık gösterdiği ve uğraş verdiği ise söylenemez.
· Çocuklarımızın
Türkçe dersine katılmasını sağlamalıyız.
· Okul
müdürlüklerine gerekli başvuruları yaptığınızda çocuğunuzun Türkçe dersine
katılması isteyiniz.
· Bu
konuda gereken duyarlılığı göstermeliyiz.
· Okul
müdürlerini ve sınıf öğretmenlerini ve diğer öğretmenleri, yöneticileri bu
konuda göreve çağırmalıyız.
· Beklediğimiz
anlayışı ve kolaylığı göstermelerini istemeliyiz.
· Eğer
bu konuda bir zorluk ya da anlayışsızlıkla karşılaşacak olursak Türk
derneklerine, gereken diğer yerlere başvurabilmeliyiz.
· Çocuklarımızın
Türkçe dersine katılmasını kesinlikle sağlatabilmeliyiz.
· Bu
iş başkalarının işi değil, hepimize düşen bir temel görevdir.
· Anadilimize,
Tür kçe'ye, Türkçe derslerine tek tek bireyler olarak da olsa sahip çıkmalıyız.
· Gösterilen
sorunların neler olduğunu araştırmalı ve çözüm yollarını birlikte aramalıyız.
· Dayanışma
göstermeliyiz.
· Herkes,
her kuruluş bu konuda kendine düşeni yerine getirmelidir.
· Yeni
yılın başlaması ile birlikte yürürlüğe giren yeni "Yurttaşlar Yasası"
ise anadili Türkçe öğretimi konusunda çok daha yeni ve de şaşılası söylemleri
de beraberinde getirdi.
· Özellikle
hıristiyan partiler yeni yasa ile Türk çocuklarının doğuşlarıyla birlikte Alman
uyruğunu kazanmasını "çok büyük bir hak vermiş" oldukları biçiminde
öne sürerken, hemen ardından da bu çocukların artık Alman olmaları nedeniyle de
anadillerinin yalnızca Almanca sayılması gerektiğini söylüyorlar.
· Böylelikle
de Türkiye kökenli çocukların kendi etnik dilleri olan Türkçe'yi okullardan
kaldıracaklar.
· Ayni
yasa bu çocuklara 23. yaşlarına değin ayni zamanda Türk uyrukluluğunu da
tanıyor. Çocuklar 23 yıl boyunca iki uyruklu olacaklar.
· Bu
onların bir hakkı.
· Peki
bu çocuğun Türk yuttaşlığından doğan anadili Türkçe ne olacak?
· Türkçe'ye hangi hak
ve gerekçe ile "o çocuğun anadili değil" diyebilirsiniz?
· Bu
kadar büyük bir çelişki olabilir mi?
· Türkçe
derslerinin öğretmenleri kimlerden mi olacak?
· Genelde
eğitimlerini Türkiye'de almış Türk öğretmenler Alman okullarında Türkçe
derslerini vermektedirler.
· Türk
çocukları anadili Türkçe'yi kendi okulunda normal ders çizelgesi içerisinde
almalıdır.
· Sizleri
bu alanda düşünmeye ve uğraş vermeye çağırmak istiyorum.
· Olmaz,
demeyin.
· Almanya
tüm insan haklarına her alanda dikkatleri çekmeye çalışırken, kendi ülkesinde
yaşayan ikinci en büyük halk grubunun kendi öz dillerini öğrenmelerine karşı
çıkabilmekte midir?
· Demokrat
kesimin partileri olarak sayılabilecek partilerin tutumları ise diğerleriyle
çok iyi bir uyum içindeymiş gibi gözüküyor.
· Ne
kadar yazık!
· İşte
yine bu durumda, bu koşullar altında ana görev yine bizlere, Türkçe dilli halka
düşmektedir.
· Bu
halkın aydınları, öncüleri nerelerdedir?
· Her
şeyden önce anne ve babalar "çocuklarının geleceğinin çok daha iyi olması
için" Türkçe dersi almalarını istemelidirler.
· İş
yine bize, velilere düşüyor herkesten önce...
. Saygılarımla....
. Gönen
Çıbıkcı, Öğretmen,
. 18
0cak 2000, Goldbach. 17.02.2022 Mavişehir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder