22 Şubat 2022 Salı

DÜNYA ANADİLİ GÜNÜ

 . "DÜNYA ANADİLİ GÜNÜ"

. Türk halkı kendine, öz değerlerine, anadiline ve çocuklarının geleceğine sahip çıkacaktır.

. Çıkmaktadır.

. Çıkmalıdır...

. Anadilimizin en üst düzeyde değerlendirilmesi ve öğretilmesi ile de çok daha bilinçli, başarılı ufku açık kuşakları oluşturulacaktır.

- UNESCO Genel Kurulu Kasım 1999 tarihinde 21 Şubatı “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiştir.

. "21 Şubat Uluslararası Anadili Günü" 2000 yılından beri anılmakta ve kutlanmaktadır.

. Türkçe bizim anadilimizdir.

. Yaşatılacak ve geliştirilecektir.

. Anadilimize sahip çıkacağız.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-22.02.21-A

Devlet Okullarındaki TÜRKÇE Dersi

-  Devlet Okullarındaki TÜRKÇE Dersi 

   Büyük bir Kazanımdır!

·       Herkesin çok iyi bildiği sözler var:

 - Bir dil bir insan, iki dil iki insan! 

 - Çocuklarımız bizlerin birer çiçeği ise, Türkçe de onların öz suyudur. 

·       Türkçe dersi o okulun haftalık ders programı içerisinde normal zamanlarda yer alır.

·       Almanya devlet okullarında, Alman devletine bağlı Türk öğretmenler Türkçe dersi vermektedir.

·       Şöyle düşünmek gerekir: Anadili Türkçe, okul dili Almanca!

·       Bu bir zenginliktir. 

·       Türkçe'siz bir gelecek olmasın, dilimiz yaşasın!

·       Dilimiz Türkçe her zaman ve her yerde yaşamalıdır!

·       Çağdaş yöntemlerle öğrenilen diller ile insan tüm yaşamı boyunca çok daha başarılı olur.

·       Çocuğunuzun Almanca'sının çok iyi olabilmesinin ve derslerinde başarılı olabilmesinin en önemli etkeni onun anadili Türkçe ile de okur ve yazar, anlar ve anlatabilir olmasıdır.

·       Türkiye'ye gittiğinde ya da orada yaşamağa başladığında hiç bir olumsuzluk, dezavantaj yaşamamalıdır.

·       Alman okullarına devam eden Türk çocuklarının bir de kendi anadili olan Türkçe için derslere katılması bir yük değil tam tersine çok büyük bir şanstır.

·       Devlet okullarında olan bu resmi dersler hem ücretsizdir, hem de çağdaş yöntemlerle ve çocuğun yaşına uygun olarak verilmektedir.

·       Türkçe dersine katılmak Almanca öğrenmeye bir engel değil tam tersine Almanca öğrenmek için bir büyük avantaj olacaktır.

·       Çocuklarımızın anadilleri Türkçe’yi en iyi biçimde öğrenmeleri bizlerin isteği ile gerçekleşecek çok büyük bir şanstır.

·       Bu şansı kullanmalıyız.

·       Çocuğun kendi kültürüne ve ailesine bağlılığı Türkçe öğrenmekle daha da artar.

·       Bu gerçeğe karşı çıkmanın ise hiç bir bilimsel değeri yoktur.

·       Alman toplumunda bir başına, kültürsüz, köksüz kalmışlıktan kurtulur.

·       Çocuklarının daha iyi bir eğitim ve öğretim almasını isteyen anne ve babalar okulun tüm yaşamına katılmalıdırlar.

·       Alman okullarında devletçe verilmekte olan Türkçe derslerine çocuklarımızı göndermeliyiz, istekle devam etmesini sağlamalıyız.

·       Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım!

·       Türkçe diline ve öğretimine sahip çıkmalıyız!

·       Çağdaş bir Türkçe öğretimine sahip çıkmalıyız!

·       Sorunların çözümünde birlikte mücadele edilmelidir. 

·       Çocuğunuzu Türkçe dersine gidebilmesini sağlayın, çıkacak olan engelleri yine diğer velilerle ve kuruluşlarla birlikte çözümleyin.

·       Bu konuyu ertelemeden iyi düşünüp, yaşama geçirmeliyiz.

·       Çocuğunuzun gittiği okulun müdürüne gidip konuşmalısınız ve onların vereceği başvuruyu yazıp, çocuğunuzun Türkçe dersine katılmasını sağlayacaksınız.

·       Tam da zamanı, şimdi!

.    Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 

     21.08.2016, K, 22.02.2022-MŞ


.                   

42-Anneler ve Babalara Sesleniyorum

     42- SESLENİŞ

 .  Anneler ve Babalara Sesleniyorum

.   Değerli anneler ve babalar, sevgili gençler, sevgili çocuklar, arkadaşlar, saygı değer politikacılar, değerli bilim insanları, değerli yetkililer....

·       Türkçe'nin Almanya'daki okullardan silinmekte olduğu konusuna dikkatinizi çekmek istiyorum.

·       "Türkçe'siz bir gelecek olmasın, dilimiz yaşasın" diye Türkçe öğretimine sahip çıkmalıyız!

·       Bu konuda halkımızın kurumlarının, derneklerin tümünün yardımlarına ve desteklerine gereksinmekteyiz.

·       Bir dil ancak ve ancak okullarda çağdaş yöntemlerle sözlü ve yazılı olarak öğretildiğinde kalıcı olur.

·       İnsanın kendi anadilini öğrenmesi onun hem en doğal hakkı, hem de görevidir.

·       Hepimiz çocuklarımızın derslerde başarılı olmasını istiyoruz.

·       Kişiliklerinin gelişmesini ve sağlam zeminler üzerinde onları başarıya ulaştıracak yolu açabilmeliyiz.

·       Kendi anadillerinde çok güçlü olabilmelerini sağlamalıyız.

·       Böylelikle çocukların okullardaki başarıları artar.

·       Bilimsel bir gerçek de şudur:

-    Bir çocuk kendi anadilinde ne kadar güçlü ise bir diğer dili de o ölçüde iyi ve sağlam olarak öğrenir.

-   Türkçe'si iyi olanın Almanca'sı da iyi olur.

·       Bize bu dillerin her ikisi de kesinlikle gerekli!

·       Çocuklarımızın Almanca'larının çok iyi olabilmesinin ve Alman okulundaki tüm derslerinde başarılı olabilmesinin en önemli etkenlerinden biri onun anadili Türkçe'de çok iyi okur ve yazar, anlar ve anlatabilir olmasıdır.

·       Ayni zamanda dil gelişiminin çok daha üst düzeyde olması nedeni ile İngilizce, Fransızca, Latince gibi dersleri de çok daha iyi ve hızlı öğrenirler.

·       Bunlara inanın!

·       Bu gerçeği göz ardı etmek çocukların başarısının düşmesine yol açar.

·       Bu nedenle Almanca öğrenmeye Türkçe bir engel değildir.

·       Tam tersine bir "olmazsa olmaz" ön koşuldur.

·       Bu gerçeğe karşı çıkmanın ise hiç bir bilimsel değeri yoktur.

·       Türkçe dersi bir yük değil çocuğun bir donanımı, bir zenginliğidir.

·       Okuldaki genel başarısını arttıracak en önemli etkendir.

·       Kendi anne ve babalarıyla, kardeşleriyle Türkçe anlaşabilen çocuklarla o aile daha mutlu olur. Sorunlar çok daha kolay çözülür.

·       Yalnızca konuşmaya dayanan, arada bir kullanılan Türkçe ise çok yetersiz kalacaktır.

·       Türkçe'nin okulda çağdaş yöntemlerle öğretilmesi gerekmektedir.

·       Bu bizler için bir "insan hakkı olarak görülmelidir.

·       Çocuğun kendi kültürüne ve ailesine bağlılığı Türkçe öğrenmekle daha da artar.

·       Toplumda bir başına ve köksüz kalmışlıktan kurtulur.

·       Çok kültürlü bir yaşamın gerekli olan sağlıklı bir taban kazanır.

·       Türkçe çocuğun görüş ufkunu genişletir, dünyaya daha geniş bir açıdan bakabilmesini sağlar.

·       Türkçe öğrenmekle de Türkçe’nin o çok geniş ve zengin dünyasını, yazılı edebiyatını ve sanatını, tarihini tanıma olanağını bulur.

·       Böylelikle de hem kendine güvenir, hem de çok güçlü bir dilin bir üyesi olmanın huzurunu ve gücünü kendisinde duyar.

·       Bu zenginliğini de "Almanya toplumu"na yansıtır ve çok kültürlülüğe bir katkıda bulunur.

·       Son yıllarda doktor, avukat, eczacı... gibi işverenler özellikle Türk gençlerini işe alıyorlar ve onlardan Türklerle Türkçe konuşup, işlerini daha kolay yürütebilmelerini bekliyorlar.

·       Bu da ancak Türkçe’si iyi olan, onu sözlü ve yazılı çok iyi kullanabilen gençler için bir öncelik olmaktadır.

·       Türklerin açtığı iş yerlerinde büyük bir artış gözlenmektedir.

·       Buralarda çalışacak hem Türkçe'si, hem de Almanca’sı çok güçlü gençler aranmaktadır.

·       Almanya'da büyümüş okula gitmiş, yüksek tahsil yapmış ve doktor/hekim olmuş olan çocuklarımız görüldüğü gibi çok başarılı olmuş demektir ve de onlara gelen çok sayıda hasta hep Türkçe konuşarak sorunlarını anlatmaktadır.

·       Örneğin benim diş doktorum hem Türk, hem de Alman hastalara sahip idi...

·       Buna bir de Avrupa Topluluğu  çerçevesinde Almanya ve Türkiye arasında yapılacak olan ticaret, turizm, taşımacılık... dallarında gelişecek işleri eklemeliyiz.

·       Bu işleri de neden bizim çocuklarımız yapmasın?

·       Bunun için de Türkçe ve Almanca belki de iyi bir İngilizce... gerekli olacak.

·       Çocuklarımız ileride Türkiye’ye döndüklerinde ya da Türkiye’de iş yapmak istediklerinde ise Türkçe yine en önemli konu olacaktır.

·       Tatillerde bir yabancı gezgin havasında Almanca ya da kırık-dökük Türkçe yerine düzgün Türkçe‘si olan kuşaklar ancak bugünkü anne ve babaların bilinçli davranışlarıyla olacaktır.

·       Şimdilik bazı okullarında Türkçe dersi, anadili dersleri verilmektedir.

·       Son yıllarda Türkçe derslerine katılımda ne yazık ki büyük bir azalma gözlenmektedir.

·       Bunun nedenleri araştırıldığında anne ve babaların bu konu üzerinde pek düşünmediği ve Türkçe dersine gereken önemi veremediği ortaya çıkmaktadır.

·       Bu da çok şaşırtıcı ve üzücü bir durum yaratmaktadır.

·       İstatistikler karamsar bir tablo sergilemektedir.

·       Çocuklarımızın genel başarısının diğer halkların çocuklarına göre çok daha düşük olduğu görülmektedir.

·       Türkçe dersleri konusunu çok ciddi biçimde düşünmeli ve bu dersi gelecek kuşaklar için de istemeliyiz.

·       Çocuklarımızın gelişmelerinde ve Alman okulundaki başarılarına anadilin oynadığı rolü ve önemini göz ardı edebilmek ise olanaksızdır.

·       Şu anki durum içler acısı bir tablo sergileme yolundadır.

·       Bu böyle giderse önümüzdeki yıllarda okullarımızda Türkçe dersleri hemen hemen kalmayacaktır.

·       Çocuğumuza anadilimizi öğretebilmek  ancak bir hayal olacaktır!

·       Bu ise hiç de iyi bir gelişme değildir.

·       Sonuçta asimilasyona doğru bir gidiş gözlenmektedir.

·       Birçok eyalette Türk çocuklarına kendi anadillerini öğrenmeleri konusunda bir hak tanımıştır ve bu da yasalarla garanti altına alınmıştır.

·       Neden bu haktan yararlanmayalım?

·       Bunu yitirdiğimizde yeniden kazanmak ise hemen hemen olanaksız olacaktır.

·       Şu anki gidiş ise bu yöndedir.

·       Türkçe‘nin geleceğine yön verecek olanlar yalnızca bizleriz.

·       Alman’ların bu durumda yapabildikleri ise yalnızca bizlerin istem ve uğraşılarına göre Türkçe dersini sağlamaktır.

·       Almanya gibi gelişmiş bir ülkede çocuklarımızın anadilleri Türkçe’ yi en iyi biçimde öğrenmeleri ancak bizlerin isteği ve uğraşıları ile gerçekleşecek çok büyük bir şanstır.

·       Bu şansı çok iyi kullanmalıyız.

·       Esas görev bizlere, Türklere, anne ve babalara, sizlere düşmektedir.

·       Bu görevimizi de hem kendi adımıza, hem de çocuklarımızın gelecekleri adına yerine getirmeliyiz.

·       Aydınlarımızın bu konuda duyarlılık gösterdiği ve uğraş verdiği ise söylenemez.

·       Çocuklarımızın Türkçe dersine katılmasını sağlamalıyız.

·       Okul müdürlüklerine gerekli başvuruları yaptığınızda çocuğunuzun Türkçe dersine katılması isteyiniz.

·       Bu konuda gereken duyarlılığı göstermeliyiz. 

·       Okul müdürlerini ve sınıf öğretmenlerini ve diğer öğretmenleri, yöneticileri bu konuda göreve çağırmalıyız.

·       Beklediğimiz anlayışı ve kolaylığı göstermelerini istemeliyiz.

·       Eğer bu konuda bir zorluk ya da anlayışsızlıkla karşılaşacak olursak Türk derneklerine, gereken diğer yerlere  başvurabilmeliyiz.

·       Çocuklarımızın Türkçe dersine katılmasını kesinlikle sağlatabilmeliyiz.

·       Bu iş başkalarının işi değil, hepimize düşen bir temel görevdir.

·       Anadilimize, Tür kçe'ye, Türkçe derslerine tek tek bireyler olarak da olsa sahip çıkmalıyız.

·       Gösterilen sorunların neler olduğunu araştırmalı ve çözüm yollarını birlikte aramalıyız.

·       Dayanışma göstermeliyiz.

·       Herkes, her kuruluş bu konuda kendine düşeni yerine getirmelidir.

·       Yeni yılın başlaması ile birlikte yürürlüğe giren yeni "Yurttaşlar Yasası" ise anadili Türkçe öğretimi konusunda çok daha yeni ve de şaşılası söylemleri de beraberinde getirdi.

·       Özellikle hıristiyan partiler yeni yasa ile Türk çocuklarının doğuşlarıyla birlikte Alman uyruğunu kazanmasını "çok büyük bir hak vermiş" oldukları biçiminde öne sürerken, hemen ardından da bu çocukların artık Alman olmaları nedeniyle de anadillerinin yalnızca Almanca sayılması  gerektiğini söylüyorlar.

·       Böylelikle de Türkiye kökenli çocukların kendi etnik dilleri olan Türkçe'yi okullardan kaldıracaklar.

·       Ayni yasa bu çocuklara 23. yaşlarına değin ayni zamanda Türk uyrukluluğunu da tanıyor. Çocuklar 23 yıl boyunca iki uyruklu olacaklar.

·       Bu onların bir hakkı.

·       Peki bu çocuğun Türk yuttaşlığından doğan anadili Türkçe ne olacak?

·       Türkçe'ye hangi hak ve gerekçe ile "o çocuğun anadili değil" diyebilirsiniz?

·       Bu kadar büyük bir çelişki olabilir mi? 

·       Türkçe derslerinin öğretmenleri kimlerden mi olacak?

·       Genelde eğitimlerini Türkiye'de almış Türk öğretmenler Alman okullarında Türkçe derslerini vermektedirler.

·       Türk çocukları anadili Türkçe'yi kendi okulunda normal ders çizelgesi içerisinde almalıdır.

·       Sizleri bu alanda düşünmeye ve uğraş vermeye çağırmak istiyorum.

·       Olmaz, demeyin.

·       Almanya tüm insan haklarına her alanda dikkatleri çekmeye çalışırken, kendi ülkesinde yaşayan ikinci en büyük halk grubunun kendi öz dillerini öğrenmelerine karşı çıkabilmekte midir?

·       Demokrat kesimin partileri olarak sayılabilecek partilerin tutumları ise diğerleriyle çok iyi bir uyum içindeymiş gibi gözüküyor.

·       Ne kadar yazık!

·       İşte yine bu durumda, bu koşullar altında ana görev yine bizlere, Türkçe dilli halka düşmektedir.

·       Bu halkın aydınları, öncüleri nerelerdedir?

·       Her şeyden önce anne ve babalar "çocuklarının geleceğinin çok daha iyi olması için" Türkçe dersi almalarını istemelidirler.

·       İş yine bize, velilere düşüyor herkesten önce...

.     Saygılarımla....

.       Gönen Çıbıkcı, Öğretmen,

.       18 0cak 2000, Goldbach. 17.02.2022 Mavişehir.


21 Şubat 2022 Pazartesi

Anadilimiz ve Anadili Öğretimi

.   Anadilimiz ve Anadili Öğretimi

·       İnsan normal koşullarda kendi öz ailesinde doğar ve ilk çocukluk dönemini onlarla birlikte yaşar.

·       Özellikle annesinden ve beraberinde babasından öğrenir ilk anadilini.

·       Aile içerisinde bulunan diğer kişiler ile de o dil ile iletişim kurar.

·       İnsan ilk adımlarını atması ile birlikte ilk sözcüklerini de öğrenir.

·       İstemlerini, duygularını ilk olarak anadilinde dışarıya yansıtan çocuk kısa zaman içerisinde çevresindekilerle konuşur, onlarla anlaşır bir duruma gelir.

·       Zamanla da düşüncelerini, algılarını çok daha genişçe anlatmağa başlayan çocuk toplumsallaşmayı da birlikte kazanmağa başlar.

·       İlk olarak belki bir çocuk yuvasına ya da ana okuluna gider ve diğer çocuklarla birlikte oyunlar kurar, onlarla iletişime geçmeyi öğrenir.

·       Bilgi ve becerilerini, tasarımlarını düşündüklerini tanımlar iken anadilini kullanır.

·       Anadili ile diğer insanlar ile anlaşır.

·       Diğer insanların istek ve düşüncelerini anadili ile anlar.

·       Doğal koşullar sürdüğü sürece de insan ailesinden uzaklaşıp, okullara devam etmeğe başladığında, okullarda derslere girip, bilgiler öğrenmeğe başladığında hep anadili ile öğrenir ve öğrendiklerini de dışa yansıtır.

·       İnsan bir meslek öğreneceği sırada ve daha sonra öğrendiği mesleği uyguladığında da hep anadilini kullanır.

·       En yakın çevresi ile, akraba ve dostları ile, ailesi ve kardeşleri ile olan tüm iletişimlerinde insan hep anadilini kullanır.

·       Çoğu insan tek bir anadili ile yetişir ve büyür.

·       Çoğu kişinin de sadece bildiği tek dil kendi anadilidir.

·       Bu bağlamda insanın anadili hem diğer insanlarla, toplum ile iletişimde kullandığı bir araçtır.

·       Hem o çevrenin, o toplumun, o yörenin folklorunu, geleneklerini, kültürel değerlerini, düşünce biçimlerini öğrendiği, yaşadığı, diğer insanlara aktardığı bir araçtır anadili.

·       Anadili çünkü o dili kendi annesinden, anasından elde etmiştir.

·       Anası vermiştir çocuğuna kendi dilini.

·       Kendi dili ile birlikte bildiği her şeyini vermiştir çocuğuna anası...

·       Bu süreç ve akış, bu dönüşüm bazı toplumlarda binlerce yıldır süre gelmiştir.

·       Anadili böylelikle o toplumun o insanların, o yörenin rengi, sesi, kokusu, ahengi, ritmi olmuştur.

·       insanların seslerindeki vurgulama, danslarındaki devinimler kendi anadillerindeki ile eşleşmiştir.

·       Çok geniş alanlara yayılan anadili öbekleri olduğu gibi çok daha dar alanda çok daha değişik anadili olan insanların birbirlerine yakın coğrafyalarda yaşadığı yerler de vardır.

·       Türkçe bir anadili olarak dünyada en yaygın ve en geniş alanı kapsayan bir dildir.

·       Bu nedenle de kendi içerisinde değişik lehçeler, ağızlar gösterir.

·       Bu ise bir olumsuzluk değiş daha çok bir varsıllık olarak algılanmalıdır.

·       Bazı insanlar zamanla değişik nedenlerden dolayı kendi yurtlarını bırakıp başka yerlere taşınırlar, göç ederler.

·       Başka ülkelere gidenlerin ilk karşılaştıkları gerçek ise o insanların anadilinin başka oluşur.Bu gerçek ile birlikte yeni yaşam olarak seçtikleri ülkenin olabilecek birçok sorununun en başında dil gelecektir.

·       Başkalarının anadilini öğrenmek, gittikleri ülkenin devlet dilini, öğretim dilini öğrenmek öyle pek de kolay olmayacaktır.

·       Geldikleri ülkede her türlü yaşamsal çözümlerin artık o dili öğrenmekten geçtiğini daha ilk adımda çok açık olarak anlamaları gerekmektedir.

·       Bu da dil öğrenmeğe önem vermek ve çaba göstermek, emek harcamakla olur.

·       Aslında bu işi, dil öğrenmeyi ciddiye almaları gerekecektir.

·       Birçok hemşehri yine kendi aralarında kalarak, yakın komşuluklar sürdürerek, dayanışma göstererek kendi anadilini kullanıp mutluca yaşayabilir, demek istesek bile oldukça zor olacaktır. Bir yeni ülkede herkesten yalıtılmış bir bölgede ve yalnızca kendi halk grubu ile yaşamak... çok zor ve hatta olası değildir.

·       Öyleyse yavaş, yavaş da olsa yetişkinler az çok yeni dili öğreneceklerdir.

·       Çocuklar ise çok hızlı bir biçimde o yeni dili de öğrenip, okula gideceklerdir.

·       Çocuklar artık okul dili olan o dili benimseyecek çok iyi ve hızlıca öğreneceklerdir.

·       Okuldaki başarıları ilk bakışta o okul dilini öğrenmedeki başarılarına bağlı olarak düşünülecektir.

·       Konunun çok dışından bakıldığında bunun çok doğru olduğu sanılabilir.

·       Aslında bir insanın kendi anadili gücü ve anadilindeki kavrayışı, sözcük sayısı, tümce kurma yeteneği, anlama ve anlatma, algılama yetileri ne denli yüksek ise o insan (çocuk) diğer bir dili, yabancı dili çok daha hızlı ve kalıcı olarak öğrenecektir.

·       Ya da okulda hem, kendi anadili ile, hem de okul dili ile verilen dersleri birlikte alabilecektir.

·       Bu yöntem çok daha başarılı ve kalıcı olabilecektir.

·       İnsanın beyni birçok dili öğrenmeğe yatkındır ve bunu öğrenmek de olasıdır.

·       Örneğin Almanya'da bulunan bir Türk çocuğu kendi anadilini ailesinden, kendi halk grubundan öğrenebileceği gibi iki dilli okulda kendi öğretmeninden de çeşitli dersler içerisinde öğrenecektir. Bu çocuk aynı zamanda da anaokulunda ve gittiği diğer okullarda Alman öğretmeninden Almanca dilli derler alacaktır ve artık Almanca onun için ikinci dil olacaktır.

·       İleriki sınıflarda ise bir de okulun durumuna göre bir İngilizce dersi ya da Fransızca dersi gelecektir.

·       Çok daha başarılı okul türlerinde ise belki de çocuk bir Latince dersi ya da eski Yunanca dili dersi öğrenecektir.

·       Tüm bunların sağlıklı ve de istenilen, başarıya götüren yolda olabilmesi için devlet okullarında ve haftalık ders saatleri içerisinde, çağdaş yöntemlerle ve donanımlı öğretmenlerde işleniliyor olması gerekir.

·       Neden olmasın?

·       Olan yerler olmadı mı, yok mu?

·       Anne ve babalar diğer birçok konularla ilgilensinler, zamanlarını harcasınlar, kendileri için istediklerini yapsınlar...

·       Ama çocuğun eğitimi, anadili öğretimi ve iki dilli eğitim-öğretim konularında ise kesinlikle fikir geliştirmeliler, düşünmeliler, araştırmalılar...

·       "Değeri yüksek", kaliteli, güzel ahlaklı, hem anadilinde hem de Alman dilinde yetişmiş çok başarılı, okur, yazar, öğrenen bilinçli, istekli ve çalışkan "çocuklarımız" olsun.

·       Sadece bu da değil düşünmemiz gereken.

·       Onların çocukları da en az anne ve babaları kadar iyi yetişmiş çok dilli yetişmiş kişiler olmalıdır.

·       Daha iyiye gidebilen, sağ düşüncesi gelişmiş, öz güveni yüksek, bilinçli ve donanımlı kuşaklara erişebilmeyi hedeflememiz ve bu uğurda çalışmamız, mücadele vermemiz gerekmektedir.

·       Bu işten kazançlı çıkacak olan sadece Türkler olmayacaktır:

·       En azından yine Türk toplumu kadar Alman toplumu da kazançlı olacaktır.

·       iyi yetişmiş, kişilikli bireyler ile suça yönelim ve işsizlik çok daha azalacaktır.

·       Ülkenin sosyal ve kültürel yapısı çok daha geniş bir varsıllığa ve çeşitliliğe kavuşacaktır.

·       Öte yandan meslek kazanımı ve meslek içi yetişmelerin üst düzeye çıkarılmasında da yine çift dilli, çift dilli, çok kültürlü kuşaklar çok daha sağlam ve dayanıklı bir ekonomik gelişim sağlayacaktır.

·       Evrensel anlamda düşünmek gerektiğinde ise Almanya toplumunda çift dilli yetişmiş olan kuşaklar eğer isterler ise Türkiye'ye gidip orada çalışmak istemiş olsalar, ki böyle olan birçok genç vardır, yeni topluma uyum sağlamakta hiç de zorluk çekmeyeceklerdir.

·       Gördüğünüz gibi sadece bir tek bile olsa "anadili"ne vereceğiniz değer ve anadilinin geliştirilmesi, eğitim ve öğretimde anadili Türkçe'nin yerleştirilip, kazandırılması yolu ile çocuklarımızın başarı yolu açılacaktır.

·       Tüm bunları oturup, birlikte enine, boyuna konuşmak gerekir.

·       Bazı uyumsuzluklar, sorunlar, olanaksızlıklar olabilecektir; ama hemen yılmamak gerekir.

·       Almanya olarak düşündüğümüzde "eyaletlerin birbirinden farklı özellikleri ve eğitim-öğretim yasalarının farklılıklarından dolayı "tek" bir modelin ve olasılıkların olmayacağı da bellidir.

·       Genel olarak tüm okul modellerinde Türkçe dersinin yer almasını istemek ve bu istemi genişlemesine yaymak, yerleştirmek gerekecektir.

·       Neyi ne kadar ve nasıl istememiz gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekir.

·       Kendimize öyle bir gelecek, öyle bir yol, öyle bir plan seçmeliyiz ki ne biz ne de çocuklarımız yollarda serpilip, kalmasın, ziyan olması ve de onlar kendi güçlerinin de bilincinde olup, çalışıp topluma yararlı olsunlar.

·       Sevgili anne babalar tam da bu nedenden dolayı, iyi düşünen, araştıran ve bilinçli veliler olmamız gerekiyor.

·       Bana sorar iseniz çok uzun yıllar Alman devlet okullarının farklı sınıf ve modellerinde görev alıp çalıştığım için açıkça söyleyebilirim:

      - Öyle oturup durmakla, beklemekle, "birileri yapsın da görelim" ile olmuyor.

·       Tek, tek de olsa hepimizin bilgili ve bilinçli, azimli ve de çalışkan olarak var olduğumuzu göstermemiz ve anadili konusunda emek harcamamız gerekir.

·       Evet görüşlerimizi, ufkumuzu çok daha genişletmeliyiz.

·       Sizlere önder olabilecek yol gösterecek kişileri, kuruluşları bulun, onları çağırın, onlara katılın.

·       Okullarda Türkçe dersi almış olan eski dönem öğrencilerimiz, iki dilli okullarda öğretim görmüş öğrencilerimiz artık torun sahibi bile oldular.

·       Onlar da şimdi uzun yıllar sonra bir düşünsünler ve torunları için de anadili öğretimini istesinler...

·       Hep her şey iyi olsun demek için hep de iyi şeyler istemeliyiz.

·       Türkçe bizim en güzel "şeyimiz" en güzel ve değerli varlığımızdır.

·       Güzel Türkçe'yi seçen, isteyen anne ve babalardan olmalıyız...

·       Bu seslenişim sizlere, hepinizedir...

·       Siz de ses verin!

·       İnanın bizler iyi şeyler ister ve elde edebilir isek, yarınlar çok güzel olacaktır.

.      Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 21.02.2022, MŞ.

     GC-T-22.02.21


16 Şubat 2022 Çarşamba

Herkes İçin Anadili Dersi Gereklidir!

 Herkes İçin Anadili Dersi Gereklidir!

Türkçe en az diğer diller değin değerli ve önemlidir.

Bu nedenle de devlet okullarında çağdaş yöntemlerle ve donanımlı, iyi yetişmiş öğretmenler tarafından kendi yaş durumlarına uygun olarak ve de o okulun günlük ders programları içerisinde öğretilmelidir.

Okulların kendi içindeki var olan öğrenme ve öğretme, sınama ve değerlendirme koşulları ne ise Türkçe dersi de ayni yöntem ve değerlerle verilmeli ve öğrencinin karnesinde yer almalıdır.

Tüm bunların sağlanabilmesi hem öğrenci velilerinin hem de okul yöneticilerinin olduğu kadar eğitim-öğretim bakanlığının da istemi ve kararları doğrultusunda olmalıdır.

Bu derse anadili Türkçe olan öğrenciler ne kadar isteyerek katılabiliyorlar ise diğer anadili Türkçe olmayan öğrenciler de katılabilmelidir. 

Derslere katılım için her öğretim yıl için bir önceki yıl sonunda yazılı olarak yapılan başvuru tam bir öğretim yılı için geçerli olmalıdır. 

Öğrencinin zevkle ve isteyerek katılacağı bu derslerin çok büyük bir varsıllık olduğunu çok iyi kavrayan aileler ne denli doğru karar verdiklerini ilerleyen yıllar içerisinde çok iyi anlayacaktır. 

Almanya'dan Türkiye'ye dönerek orada öğrenimlerine devam eden, yüksek okulları başarı ile bitiren birçok öğrenci gururla çok dilli olarak en iyi meslekleri seçebilmektedir.

Türkiye okullarında öğrenim görüp daha sonra yeniden Almanya'ya gelip öğrenimine devam edenler de bulunmaktadır.

Tüm bunlar için en güvenli olan bir insanın kendi anadilinde, bilinçle yetişebilmesi ve beyinsel yeteneklerini anadil gücü ile çok daha iyi kullanabilmesidir.

İkinci dil ya da öğretim dili olarak Almanca ise çocuğun geleceği için en az anadili kadar önemli ve değerlidir.

Özellikle anne ve babalar çocukları daha küçük iken bu konulara eğilmeliler ve kendilerini çok iyi yetiştirip, bilinçlendirebilmelidirler.

Çocuklarının okul yaşamında izlenmesi, desteklenmesi ve yön gösterilmesi ne kadar önemli ise anne ve babanın çocuğunun okulundaki çalışmalarda yer alması da çok önemlidir.

Bilinçli ve bilgili veliler okul yaşamı için olduğu kadar kendi çocukları için de çok değerlidir.

Tüm bunları birbirleriyle olan ayrıntıları, etkileri ve karşılıklı iletişim değerleri ile çok iyi kavramalıyız.

Sağlıklı, mutlu ve sevinç dolu aile yaşamı için birlikte isteklerde bulunuyoruz.

Güzel ve umut dolu yarınlar için bugünlerimiz hep dolu, dolu geçsin.

TÜRKÇE ÖLMEDİ!

Anadilimiz Türkçe hem ülkemizde, hem de dünyanın her yerinde var olacak ve en değerli, en yararlı çalışmalarda, düşünce ve fikir üretmelerde hep kullanılacak.

İnsan olarak en güzel duygularımızı, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi, umutlarımız ve hasretlerimizi, aşklarımızı yine Türkçe ile dile getireceğiz.

Bilim dili olarak da Türkçe çok değerlidir ve kullanılmaktadır,.

Tüm bu varsıllıklar ve çeşitlilikler için, yaşam için, hem kendimiz, hem de hepimiz için anadilimiz, dilimiz Türkçe bizim en güçlü yanımız olacaktır.

Türkçe okuyup, yazacak, anlatacak, soracak ve sorgulayacağız.

Türkçe'mizin varsıllığı ve gücü ile diğer dilleri de çok daha iyi ve güçlü, kalıcı öğreneceğiz.

Bunların tümünü de sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz.

Bu yazımı okuyan herkes bilecektir ki sadece bizim için değildir bu sesleniş, gelecek kuşaklar da bunları duyacaktır...

Hadi gelin, siz de anadilimize daha çok sarılalım, onu çok daha sevelim...

Tadını çıkaralım...

Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-M-22.02.16-