Eski Türk yazısının deşifre edildiği tarih
- 25 Kasım 1893
Bundan 126 yıl önce, 25 Kasım 1893 tarihinde Danimarkalı dilbilimci Wilhelm Thomsen ilk
defa Eski Türk yazısını çözüme kavuşturarak bilim camiası için önemli keşif
yapmıştı.
O andan itibaren Türkoloji
tarihinde yeni bir sayfa açılmış ve böylece Türk yazıtlarının tamamının tercüme
edilmesi sağlanmıştır.
Belirli bir süre sonra ХХ.yüzyılda bu alanla ilgili Türk bilim insanlarının da epey
katkıları olmuştur.
Eski Türk yazısı konusunda W.Radloff,
N.M.Yadrintsev, S.E.Malov, A.N. Bernştam, H.N.Orkun, P.M.Melioranskiy, O.Bang,
G.Ramstedt, V.M.Nasilov, İ.A.Batmanov, A.N.Kononov, G.Clauson, G.Nemeth,
T.Tekin, A.M.Şçerbak, S.G.Klayştornıy, G.Aydarov, A.S.Amanjolov, M.Joldasbekov,
K.Ömiraliyev, İ.L.Kızlasov, S.Ya. Bayçorov, D.V.Vasilyev, O.F.Sertkaya,
C.Alyılmaz, A.Recebli, Ç.Cumagulov, K.Tabaldiyev, K.Konkobayev, N.Useyev,
L.Bold, Ts.Battulga, R.Mönhtulga vd. Türkologların önemli araştırmaları
bulunmaktadır.
Bilim camiasında bu yazılar “runa (runik) yazıları”
olarak isimlendirilmiş, yazı deşifre edilmeden önce Eski Skandinav halklarının
“runa” yazılarıyla benzerlik gösterdiği öne sürülmüştür.
Ancak bilimsel araştırmalar sonucu Türklere ait bir
yazı olduğu tespit edilmiş ve W.Thomsen’in ilk okuduğu sözcükler Türk ve Tanrı
olmuştur.
Eski Türkler bu yazıya bitig demiştir. Grafem esaslı 40 damga işaretten
oluşmaktadır. Fonomorfemik bir alfabe olmakla birlikte Eski Türk seslerini tam
olarak yansıtmış ve birçok Türk ağzını tek bir imlada toplamıştır.
Тürk İlinde Türk bitig ile emretmek, yarlıklar çıkarmak, hüküm
söylemek, mühür basmak, elçi göndermek, mektuplaşmak gibi önemli devlet
yazışmaları yapılmaktaydı.
Kağanın altınla kaplı mührünü
muhafaza edene “tamγačï”, “altın tamgan tarhan”, yazışma katibine ise “bitikči” denilmiştir.
Kağanların emriyle ülke tarihi
kuşaktan kuşağa emanet olarak Türk bitigi ile beŋgütaš olan bitig taşlarına
kazınmıştır.
Bütün Türk etnosları için ortak ve
anlaşılır Türk bitig yazısı kısa
sürede geniş alanda yayılmıştır.
Günümüzde bu yazıtların metnini
orta kalınlıktaki bir kitaba sığdırmak mümkündür.
Eski Türklerin epigrafik malzemelerinde
tarihî, kültürel, coğrafik ve siyasî bilgiler bulunmaktadır.
Yazıtlarda o dönemdeki halkın
yaşamı, anlayışı, dünya görüşü ve gelenek görenekleri hakkında değerli bilgiler
verilmektedir.
Таrihî olaylar dizisi ve Ulu kağanların seferleri ozanların
usulüyle kısaca ve ustaca beyan edilmiştir. Araştırmacılar bundan dolayı edebi
eser olarak nitelendirmişlerdir.
Yazıtlarda Göktürkler dönemindeki
olaylar anlatılmış, coğrafik isimler, boy isimleri, yerleştikleri ve
yayıldıkları bölge anlatılmıştır.
Тürk bitig yazısı daha sonraki dönemlerde Büyük Bozkıra ulaşan çeşitli
dinlere ait yazının etkisiyle belirli bir süre sonra kullanımdan düşerek
unutulmuştur.
Тürk bitigin coğrafyası günümüz Moğolistan’dan başlayarak
Altay, Tıva, Hakasya – Yenisey, Abakan, Kem nehri, Buryatya – Bayköl, Lena,
Saha, Doğu Türkistan – Turfan, Dunhuan, Miran, bununla birlikte Kazakistan –
Ertis, Talas, İle, Sır, İdil, Yayık nehirleri, Fergana, Kuzey Kafkasya ve Doğu
Avrupa’ya kadar uzanmaktadır.
Eski Türk bitigi bugünkü Türk
etnoslarının eski manevi kültürünün tanığı ve ortak mirasıdır.
Eski Türk bitigi dünya uygarlığında
önemli bir yere sahiptir.
https://bilimdili.com/dusunce/25-kasim-1893-eski-turk-yazisinin-desifre-edildigi-tarih/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder