29 Aralık 2024 Pazar

GERÇEK BİR ÖĞRETMEN

  Gerçek bİr öğretmenİn özellİklerİ ve görevlerİ nelerdİr?

·       Gerçek bir öğretmenin görevi yalnızca çocuklara okuma öğretmek değildir.

·       Gerçek bir öğretmen üstün nitelikli olandır.

·       Öğretmen güzel ahlaklı özellikleri ile tüm toplumun sorunlarına eğilen, çözüm yolları için düşünen ve fikir üretendir.

·       Çevresindekilere doğru yolu, gerçekleri, iyi olanları, hakkı ve adaleti, insanca yaşamayı öğretir.

·       Gerçek bir öğretmen yurtseverdir.

·       Gerçek bir öğretmen araştırmacıdır, eleştirel düşünür ve fikirler geliştirir, yazılar yazar ve bunların halkın gelişimine sunar.

·       Gerçek bir öğretmen disiplinli ve ilkelidir.

·       Gerçek bir öğretmen antiemperyalisttir.

·       Gerçek bir öğretmen öz varlığını, enerjisini ve zihinsel gücünü ülkesinin ve insanlığın yararı için kullanır.

·       Gerçek bir öğretmen gereksiz, saçma ve boş işlerle uğraşmaz, zaman harcamaz.

·       Gerçek bir öğretmen öğrencileri yaşama hazırlayan, onların kişiliklerini geliştiren, ilham veren potansiyellerini ortaya çıkaran kişidir.

·       Gerçek bir öğretmen sömürüden, şiddetten, zorbalıktan, hırsızdan yana olmaz.

·       Gerçek bir öğretmen kendisini geliştiren, öğrenen ve öğrendiklerini insanlara sunandır.

·       Gerçek bir öğretmen yaşamın her anında ve her yerde insanların kalkınmasına, doğruları bulmasına ve sorunlarını çözebilmesine yardımı olandır.

·       Gerçek bir öğretmen için öğretmen olmak yalnızca bir meslek değildir; yaşama ve evrene bakış biçimidir.

·       Gerçek bir öğretmen topluma ve insanlara hizmet anlayışı ile yaklaşır.

·       Gerçek bir öğretmenin ilahi misyonu temelde insanlığa hizmet etmek, bilgeliği paylaşmak ve geleceği biçimlendirmektir.

·       Gerçek bir öğretmen insanları aydınlatmayı, karakterlerini geliştirmeyi ve topluma yararlı bireyler haline getirmeyi amaçlayandır.

·       Gerçek bir öğretmen halkın ve emekçilerin haklarını savunur ve bunlar için, insanca yaşam için mücadele verendir.

.     Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-24.12.05, MŞ.

7 Aralık 2024 Cumartesi

ÇOCUĞU ŞIMARIK YETİŞTİRMEYİN

 .    ÇOCUĞU ŞIMARIK YETİŞTİRMEYİN:      .

.   Her anne çocuğunu doğal olarak sever, onu korur ve yetiştirmeye çalışır.

.   Bazen bu sevgi ve koruma duygusu aşırıya gider ve çocuk şımarık bir yolda ilerler.

.   Çocuğunu şımartan, ona yüz veren ve güzel bir ahlak veremeyen bir annenin çocuğu ileride hem kendisine, hem de çevresine birçok sorun çıkarır.

A - Şımarık yetişen bir çocuk genellikle aşağıdaki gibi kişilik özellikleri çıkarabilir:

1-Kendini beğenmişlik: Sürekli övülen ve her istediği yerine getirilen çocuk, kendisini diğerlerinden üstün görme eğilimi gösterebilir.

2-Duygusal dengesizlik: Her isteği yerine gelmediğinde öfke patlamaları yaşayabilir veya kendini mutsuz hissedebilir.

3-Sosyal ilişkilerde zorlanma: Kendini beğenmiş ve sabırsız bir tutum, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurmasını engelleyebilir.

4-Sabırsızlık: İsteklerinin hemen karşılanması, çocuğun sabırlı olmasını engeller. Zorluklarla karşılaştığında hemen pes edebilir.

5-Sorumluluk almama: Her zaman başkalarının sorumluluk alması beklendiği için, çocuk kendi başına karar verme ve sorunları çözme konusunda zorlanabilir.

6-Sınır tanımama: Kurallara uyma konusunda zorlanabilir ve sürekli sınırları zorlama eğiliminde olabilir.

7-Empati eksikliği: Başkalarının duygularını anlama konusunda zorluk çekebilir. Kendi istekleri her zaman ön planda olduğu için, başkalarının ihtiyaçlarına duyarsız olabilir.

8-Başarısızlık korkusu: Her zaman başarılı olması beklendiği için, başarısız olmaktan korkabilir ve yeni şeyler denemekten kaçınabilir.

B - Bu durumun uzun vadeli etkileri neler olabilir?

·       Arkadaşlık ilişkilerinde sorunlar çokça sorunlar yaşar; herkes onu beğensin ister.

·       Kendini beğenmiş ve empati eksikliği olan bir çocuk, arkadaş edinmekte zorlanabilir ve mevcut arkadaşlıklarını koruyamayabilir.

·       Okul başarısında düşüş görülür, çünkü dikkatini toplayamaz ve başka doyum olanaklarına zaman ayırır.

·       Çalışma alışkanlığı gelişmemiş ve sorumluluk almayan bir çocuk, okulda başarılı olmakta zorlanabilir.

·       Yetişkinlikte uyum sorunları ile karşılaşır.

·       İş yaşamında ve sosyal yaşamda zorluklarla karşılaşabilir.

·       İlişkilerinde sorunlar yaşayabilir ve ne yazık ki "bağımlılık" sorunları geliştirebilir.

·       Doyumsuzluk yaşar, dengesiz davranışlarda bulunur.

·       Aile ilişkilerinde anlaşmazlıklara, tartışmalara, kırgınlıklara neden olur.

C - Bu durumu önlemek için neler yapılabilir?

·       Övgüyü dikkatlice ve  doğru kullanmak gerekir.

·       Çocuğun çabalarını övmek, başarılarını kutlamak önemlidir.

·       Ancak, çocuğu sürekli övmek yerine, "gerçekçi beklentiler" içinde olmak gerekir.

·       Disiplini sağlamak gerekir.

·       Çocuğun yanlış davranışlarına karşı tutarlı bir disiplin uygulamak önemlidir.

·       Çocuğa yaşadığı ortamda ve insan ilişkilerinde "sınırlar koymak" gerekir:

·       Çocuğun yaşına uygun sınırlar belirlemek ve bu sınırların aşılmasına izin vermemek önemlidir.

·       Çocuğu yaşına uygun "sorumluluklar" vererek yetiştirmek çok iyi olur.

·       Çocuğa yaşına uygun görevler vermek, sorumluluk almasını sağlar.

·       Çocuğa "başkalarının duygularını" anlama ve onlara karşı saygılı olma konusunda örnek olunmalıdır.

·       Unutmayın ki, her çocuk "farklıdır" ve her ailenin durumu da "birbirinden farklıdır".

·       Bu bilgiler genel bir çerçeve sunmak amacıyla verilmiştir.

·       Çocuğunuzun "özel durumu" olduğunu anladığınızda bir uzmandan destek almak yararlı olabilir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.12.01, MŞ.

6 Kasım 2024 Çarşamba

ALMANCA'YI NASIL ÖĞRENİRİM

 .     Almanca'yı Nasıl Öğrenİrİm?

.  Almanca öğrenmek istediğin için harika bir karar vermişsin!

.  Almanca, zengin bir kültüre ve geniş bir konuşma alanına sahip güzel bir dil.

.  Almanca öğrenme yolculuğunda yardımcı olacak bazı öneriler:

1. Hedef Belirle:

·        Neden Almanca öğrenmek istiyorsun?

Bu soruya net bir cevap bulmak, motivasyonunu artıracak.

İş, eğitim, seyahat veya sadece kişisel gelişim gibi farklı nedenlerin farklı öğrenme stratejileri gerektirebileceğini unutma.

·        Ne kadar zaman ayırabilirsin?

Günlük veya haftalık olarak ne kadar süreyle çalışabileceğini belirle.

2. Doğru Kaynakları Seç:

·        Online Platformlar:

Duolingo, Babbel, Memrise gibi platformlar interaktif ve eğlenceli bir öğrenme deneyimi sunar.

·        Mobil Uygulamalar:

Anki, Clozemaster gibi uygulamalar kelime hazneni geliştirmene yardımcı olur.

·        Kitaplar ve Ders Materyalleri:

Gramer kurallarını pekiştirmek ve okuma becerilerini geliştirmek için çeşitli kitap ve materyallerden yararlanabilirsin.

·        Online Dersler ve Kurslar:

Goethe-Institut gibi kurumların sunduğu online dersler ve kurslar, sistematik bir öğrenme süreci sunar.

·        Podcast'ler ve Videolar:

Almanca konuşan kişilerin yer aldığı podcast'leri dinlemek ve videolar izlemek, dinleme becerilerini geliştirmene yardımcı olur.

3. Düzenli Pratik Yap:

·        Günlük küçük dilimler halinde çalışmak, uzun maratonlara göre daha etkilidir.

·        Konuşma pratiği yapmak:

Dil öğrenmenin en önemli aşamalarından biridir.

Dil takası partnerleri bulmak veya online platformlarda konuşma pratikleri yapmak bu konuda sana yardımcı olabilir.

·        Yazma alıştırmaları yapmak:

Yazma becerilerini geliştirmek için günlük tutmak, makaleler yazmak veya forumlarda tartışmalara katılmak faydalı olacaktır.

4. Alman Kültürünü Keşfet:

·        Alman filmleri, dizileri ve müzikleri izlemek,

·        Almanca haber sitelerini takip etmek,

·        Almanya ile ilgili kitaplar okumak gibi etkinlikler, dil öğrenme sürecini daha "keyifli" hale getirecek ve kültürel bilgini artıracaktır.

5. Sabırlı Ol ve Kendine Güven:

·        Dil öğrenmek zaman alan bir süreçtir.

Hemen sonuç beklememek önemlidir.

·        Hatalar yapmaktan korkma.

Hatalar, öğrenmenin doğal bir parçasıdır.

·        Kendine güven ve motivasyonunu yüksek tut.

6. Öneriler:

·        Bir dil öğrenme topluluğuna katıl:

Başka öğrencilerle tanışmak ve deneyimlerini paylaşmak, motivasyonunu artıracaktır.

·        Bir öğretmenden özel dersler al:

Daha kişiselleştirilmiş bir öğrenme deneyimi yaşamak istersen özel dersler alabilirsin.

·        Almanya'ya seyahat et:

Dilini yerinde kullanmak, öğrenme sürecinde büyük bir sıçrama sağlayacaktır.

·        Hangi seviyedesin?

Başlangıç, orta, ileri

·        Ne öğrenmek istiyorsun?

Gramer, kelime hazinesi, konuşma, yazma

·        Unutma:

En önemli şey, öğrenme sürecinden keyif almaktır.

Kendine uygun yöntemleri bul ve düzenli olarak pratik yaparak Almanca öğrenme hedeflerine ulaşabilirsin.

·        Başarılar dilerim!

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.11.07, MŞ.

******************************************************************



5 Kasım 2024 Salı

ÇOCUK NEDEN ŞİDDET GÖSTERİR?

 4 yaşındakİ çocuk neden şİddet gösterİr?

.    4 yaşındaki bir çocuğun şiddet göstermesi, ebeveynler için endişe verici bir durum olabilir.

Bu davranışın birçok nedeni olabilir ve her çocuğun durumu farklıdır.

Ancak genel olarak aşağıdaki etkenler bu davranışı tetikleyebilir:

Duygularını İfade Etmekte Zorlanma:

Çocuklar, özellikle bu yaşta, duygularını tam olarak ifade edebilecek kelimeleri bulmakta zorlanabilirler.

Öfke, kızgınlık gibi güçlü duygularla başa çıkmakta güçlük çektiklerinde, bu duyguları fiziksel olarak dışa vurmaya yönelebilirler.

Dikkat Çekme İhtiyacı:

Çocuklar, ebeveynlerinin sevgisini ve ilgisini çekmek için bazen olumsuz davranışlara başvurabilirler. Şiddetli davranışlar, onlara istenilen ilgiyi sağlayabilecek bir yol gibi görünebilir.

Taklit:

Çocuklar, çevrelerindeki yetişkinlerin veya diğer çocukların davranışlarını taklit ederler.

Eğer çocuk, şiddet içeren davranışlara tanık olursa, bu davranışları kendi davranışlarına dahil edebilir.

Fiziksel veya Duygusal Zorluklar:

Bazı çocuklar, fiziksel ağrılar, uyku sorunları veya duygusal zorluklar gibi nedenlerle sinirli ve huzursuz olabilirler.

Bu durum, şiddetli davranışlara yol açabilir.

Gelişimsel Aşama:

4 yaş, çocukların bağımsızlıklarını keşfetmeye başladıkları ve sınırlarını zorladıkları bir dönemdir.

Bu süreçte, bazı çocuklar kontrolü ele almak istedikleri için direnç gösterebilir ve şiddete başvurabilirler.

-  Çocuklarda şİddet davranışlarıyla nasıl başa çıkılır?

Sabırlı Olun:

Çocukların duygularını anlamaya çalışın ve sabırlı olun.

Onlara kızmak veya şiddete karşılık vermek, durumu daha da kötüleştirebilir.

İletişimi Geliştirin:

Çocuğunuzla açık ve dürüst bir iletişim kurun.

Duygularını ifade etmesi için ona fırsat verin ve onu dinleyin.

Örnek Olun:

Çocuklar, ebeveynlerini taklit ederler.

Bu nedenle, şiddetten uzak bir ortam yaratmak ve çocuğunuza iyi bir örnek olmak önemlidir.

Sınırlar Belirleyin:

Çocuğunuza net ve tutarlı sınırlar koyun.

Hangi davranışların kabul edilemez olduğunu açıkça belirtin.

Ödüllendirme Sistemi:

Çocuğunuzun olumlu davranışlarını ödüllendirerek, bu davranışları tekrar etmesini teşvik edin.

Profesyonel Yardım Alın:

Eğer durumun üstesinden gelemiyorsanız, bir çocuk psikoloğundan yardım almayı düşünebilirsiniz.

Unutmayın:

Çocuklarda şiddet davranışları genellikle geçici bir durumdur.

Ancak erken müdahale, çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde gelişmesine yardımcı olabilir.

Bu bilgiler genel bir çerçeve sunmaktadır.

Çocuğunuzun özel durumunu değerlendirmek için bir uzmana danışmanız önemlidir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.11.06

**********************************************************************************

Çocuklarda Salgırganlık ve Şiddet Davranışları:

Saldırganlık insanoğlunun doğasında var olan ve doğuştan gelen bir dürtüdür.

Genel olarak karşı tarafa verilen fiziksel ve sözel tepki olarak tanımlanabilir.

Çocuklarda görülen saldırganlık ve şiddet eğilimi bebeklikten başlayıp ergenliğe kadar uzanabilen bir süreçtir.

Bebeklik döneminde aktif olarak karşımıza öfkelenmeağlama, elini ve kolunu bir yerlere vurma olarak çıkabilir. 

İleriki yaş döneminde ise fiziksel saldırganlık; eşyaları yere atma, birilerine vurma, saç çekme ve ısırma şeklinde görülebilir. 

Bazı durumlarda ise çocuk sözel saldırganlıkla yetinebilir.

Bu tür problemler özellikle ergenlik çağına doğru ciddi problemlere yol açabilir. 

Kızlara oranla erkeklerde daha sık gözlenen davranışlardır.

Saldırganlık ve şiddet eğilimi, altında birçok neden barındıran davranışlardır.

Bazı çocuklarda saldırganlık dürtüsel bir davranış olmaktan çıkıp kendini ifade etme biçimi olarak da karşımıza çıkabilir.

Bu eğilimlerin bulunduğu çocuklarda genel özelliklerden bazıları;

1-Saldırgan çocuklar özellikle karşısındakilerin kendilerini anlamadıklarını düşündekileri zaman sinirli ve eyleme hazır haldedirler,

2-Kısıtlanma veya engellenmelere gelemedikleri için kuralları umursamaz ve çiğnerler.

Bu nedenle saldırganlık eğilimdeki çocuklar, okul, aile ve arkadaş ilişkilerinde sürekli problem yaşarlar ve bitmeyen bir çatışma halindedirler,

3-Okuldaki arkadaşlarını ders sırasında ve sonrasında rahatsız edici davranışlar sergileyebilirler,

Tepkileri yaşadıkları durumla karşılaştırıldığında ölçüsüz olabilir ve fiziksel olarak sertleşmeye daima hazırlardır,

4-Duygularını ifade etme yönünde oldukça zayıf olduğundan aileleri ya da sosyal çevresindekiler tarafından anlaşılmaz olarak görülebilirler.

Genel özellik olarak birçok çocukta benzer davranışlar görülse de cinsiyet, kültürel ya da sosyal çevre faktörlerine bağlı değişiklik gösterebilir.

Saldırganlık ve şiddet eğilimi gösteren çocuklarda davranışsal olarak sıklıkla rastlanan durumlardan bazıları:

-Isırma,

-Saç çekme,

-Tükürme,

-Yemek yememe,

-Altını ıslatma,

-Sık sık kavga çıkarma,

-Herhangi bir arkadaş çevresi edinememe, arkadaşları arasında sorun çıkartma,

-Eşyaları yere atma, kırma,

-Yoğun öfke patlamaları şeklinde ortaya çıkabilir.

Birçok problemin olduğu gibi saldırganlık ve şiddet eğilimindeki çocuklarda da aile ve aile içi ilişkiler etkin roldedir.

Çocukta güven duygusunun eksik olması bu tür davranışların ana temellerinden biridir.

Çocuğu saldırganlık ve şiddete iten aileden kaynaklı bazı problemler şu şekildedir:

1-Çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmaması,

2-Ailedeki büyük değişimler (boşanma, taşınma, iflas, fakirlik, ölüm, hastalık),

3-Aile içi şiddet,

4-Kalıtımsal nedenler,

5-Fiziksel cezalandırmalar,

6-Televizyon, çizgi film ya da filmler aracılığıyla gördüğü şiddet sahneleri,

7-Aile içindeki anne baba tavrı ve bu tavırlar arasındaki uyumsuzluklar (aşırı ilgi-ilgisizlik, sert cezalandırmalar, sevgi ve hoşgörü eksikliği, çocuğu dayakla terbiye etmeye çalışmak).

.   Çocuklardaki saldırganlık ve şiddet eğilimini kolay atlatmada ailelerin ve öğretmenlerin çocukla olan iletişim ve davranışları çok önemlidir.

* Öncelikle çocuğu saldırganlık ya da şiddet uygulamaya yönelten durumlar tespit edilmeli ve ortadan kaldırılmalıdır.

* Çocuğu, yaşadığı problemler hakkında konuşmaya cesaretlendirip özgüvenini arttırıcı davranışlarda bulunulmalıdır.

* Şiddet ve saldırganlık içeren film, dizi ve TV programlarından uzak tutulmalıdır.

* Bu tür çocuklarda empati duygusu pek gelişmediğinden bu yönünü arttırmaya yönelik kendi davranışlarını içeren hikayeler oluşturulup anlatılması iyi bir yöntemdir.

* Çocuğun saldırganlık davranışlarına karşı tolerans gösterilmemeli ve bu davranışları engelleyici yöntemler bulunmalı.

* Çocuğa kesinlikle şiddet uygulanmamalı, şiddet çocuktaki saldırganlığı daha da çok arttırabilir.

* En önemlisi çocuğun olumlu ve uysal davranışlarında onu takdir etmek ve ödüllendirmek önemli bir gelişme sağlayacaktır.

**Aileler bu durumu kendilerince halledemiyorlarsa mutlaka bir uzman tarafından destek almalıdır.

https://izmirterapist.com/makale/6/cocuklarda-salgirganlik-ve-siddet-davranislari

 **********************************************************************************

Çocuklarda şiddet eğilimi nasıl engellenir?:

“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.”
Daha küçücük bir bebekken başlıyor var olma savaşımız.
Bebekler var olduklarını bazen mama sandalyesinden kaşıklarını aşağı atıp arkasından bakarken hissediyor, bazen de en sevimli halleriyle çevresindekileri güldürebildiklerini gördüklerinde.
Aldıkları tepkinin olumlu veya olumsuz olmasından ziyade tepki alabiliyor olmaya odaklanıyorlar.
Yeterince ilgi görmediğini düşünen çocuk en çok tepki aldığı davranışları gösteriyor.
Çocuklar bazen engellendiklerinde, istedikleri olmayıp öfkelendiklerinde saldırganlaşıyorlar, hatta bunu biraz daha ileri götürüp çevrelerine zarar veriyorlar.
Özellikle 2-3 yaş civarındaki çocukların birbirlerine, oyuncaklarına ya da çevrelerindeki eşyalara şiddet uyguladıklarına tanık olabilirsiniz.
Aslında saldırganlık eğer çocukta buna neden olabilecek bir sağlık problemi yoksa tamamen içgüdüsel bir dürtüdür.
Yani çocuğunuzun saldırgan davranışlarından dolayı kendinizi suçlamayın.
Geçmişte atalarımızın hayatta kalmak için bu dürtülere ihtiyaçları vardı.

Ancak günümüz şartlarında bir arada mutlu, huzurlu ve güvenli yaşamak için saldırganlık dürtüsüne değil, empatiye ve hoşgörüye ihtiyacımız var.
Özellikle de şiddet olayları bu kadar kontrolden çıkmışken, şiddetsiz bir dünyanın temellerini çocuklarımızı şiddetten uzak yetiştirerek atabiliriz.

Çocukların şiddete yönelmemesi için neler yapabiliriz?

-Şiddet Uygulamayın !
-Çocuklar neredeyse her şeyi taklit ederek öğreniyorlar.

-Yani onlara nasıl davranırsanız, onlar da size ve çevrelerine karşı bu şekilde davranma eğiliminde olacaklardır.

-Bu yüzden hafif de olsa çocuklarınıza şiddet uygulamayın.

-Şiddet uygulanan çocuklar hem tamir olmayan travmalar yaşıyor hem de şiddet uygulamayı öğreniyor.
-Çocuğunuzun yanında tartışmayın, tartıştıysanız da çocuğunuzun göreceği şekilde problemi uzlaşmacı bir şekilde çözün.

Rol Modelleri Denetleyin !
-Çocuğunuz, bir bilgisayar oyunundaki karakteri, kendisinden büyük bir çocuğu ya da bir çizgi film kahramanını örnek alıyor olabilir.

-Çocuğunun izlediklerinde ya da çevresinde saldırgan bir rol model olmadığından emin olun.

Saldırganlığı Onaylamayın !
-Çocuğun saldırgan davranışlarını, “Erkektir yapar. ” ” Kendini ezdirmesin. ” diyerek onaylamayın.

-Bugün kendini korumak için şiddete başvuran çocuk, yarın başka birine sebepsiz yere eziyet etmek için şiddet uygulayabilir.

Enerjisini Boşaltın !
-Çocuklar, enerjilerini yeterince boşaltamadıkları için de şiddete eğilim gösteriyor olabilirler.

-Çocuğunuzun koşup oynaması için yeterli olanakları sağlarsanız daha sakin ve dengeli davranacaktır.
-Hatta çocuğunuzun oyununa katılırsanız sizin ilginizi çekmeye çalışmasına da gerek kalmaz.

Saldırganlıkla Yönetilmeyin !
-Eğer çocuğunuz saldırganlaştığında çevredekilerin baskısından çekindiğiniz ya da çocuğunuzu üzmek istemediğiniz için hemen istediğini yapıyorsanız, çocuk istediğini yaptırmak için saldırgan davranışlar göstermeye devam edecektir.

-Bu tarz davranışlara fazla tepki vermeyin, çocuğun kendine ve çevresindekilere zarar vermesini engelleyerek sakinleşmesini bekleyip, sakinleştiğinde davranışını onaylamadığınızı nedenleriyle birlikte çocuğun anlayabileceği basitlikte anlatın.

-Eğer başka bir çocuğa zarar veriyorsa, saldıran çocuğa davranışının doğru olmadığını söyledikten sonra zarar verdiği çocukla ilgilenin.

-Böylece çocuğunuz şiddet uyguladığında ilgi çekemediğini, hatta ilgiyi kaybettiğini öğrenir.

Empati Yapmayı Öğretin !
-Çocuklar başkalarının canlarının yandığını anlamakta zorlanabilirler.

-Davranışlarının başkalarına zarar verebileceğini, canlarını yakabileceğini anlatmaya çalışın.

-” Böyle bir durumda olsan sen ne hissederdin?” şeklinde sorularla duygu egzersizleri yapın.

-Fotoğraf veya çizimlerde karakterlerin farklı ruh hallerini göstererek ne hissettiklerini, neden öyle hissediyor olabileceklerini sorun, üzerinde konuşun.

Sorumluluk Verin !
-Çocuğun sosyal olgunluğunu arttırmak için sorumluluklar, tamamlayabileceği görevler verin.

-Bunlar çocuğun kendine zarar vermeden yapabileceği küçük ev işleri olabilir.

-Sorumluluğundaki işi tamamladığında bu işi yaparken gösterdiği olumlu davranışları takdir edin.
-Özetle, çocuğunuzun duyguları tarafından yönetilmesini istemiyorsanız, ona duygularını yönetmeyi öğretmelisiniz.
-Özellikle de öfke kontrolünü öğrenememiş bir birey hayatı boyunca haklı olduğu halde haksız duruma düşecek, sağlıklı kararlar alamayacak, hayatını doğru yönlendiremeyecektir.
-Bence bütün mesele olmak ya da olmamak değil; olmakla olmamak arasındaki hayatı nasıl yaşadığın.
-Çocuklarımız toplumun, geleceğin yapıtaşları.

-Onun için hayal ettiğimiz şiddetsiz toplumu yaratmaya çocuklarımızdan başlayalım.

https://www.yagmurcelik.com/cocuklarda-siddet-egilimi-nasil-engellenir/